26 Temmuz 2012 Perşembe

Bozcaada'nın Ayazma Panayırı

Bugün Bozcaada'nın isevi vatandaşları ve yurtiçi-yurtışından gelen pek çok misafirinin Ayazma Panayırı.
Bu "panayır" esasında dinsel bir nitelik de taşımakta ve kendi içerisinde mitolojik-dinsel ögeler barındırmaktadır.

Sabah Aya Paraskevi, ya da diğer bilinen adıyla Ayazma Manastırı'nda ayin yapılmaktadır. Bu ayinde o yılın ilk ürünü üzüm kutsanır, Tanrıya verdiği bu ürün ve bereket için şukran sunulur ve dua edilir. Dindar adalılar bu ayinden önce üzüm yemezler.

Ayini müteakıp serilen bembeyaz örtülere evlerde birkaç gün önceden hazırlıkları yapılan sofralar kurulur; masadan masaya ikramlar yapılır ve yemekten sonra neşeli müzikler eşliğinde oyunlar başlar. Eskiden kaynana adaylarının kendilerine gelin beğendiği, gençlerin birbirini tanıdığı bir toplantı niteliğindeymiş Ayazma Panayırı.

Peki Ayazma "Monostraki"sine adını veren Aya (Azize) Paraskevi kim?

Azize Paraskevi X yy ikinci yarsında Bizans Trakya’sında yaşamıştır. Bugünkü Silivri-Selimpaşa’da doğmuştur. Ailesi iyi bilinen ve saygın bir aile imiş. Büyük kardeşi Evtimos, Maydos (Eceabat) metropolitidir ve ölümünden sonra ona da aziz payesi verilmiştir.


Rivayete göre Paraskevi daha on yaşındayken İsa’nın sesini duymuş ve kendini dine adamaya karar vermiştir. Yine rivayete göre sıklıkla dilenci kılığına girer ve varlığını yoksullarla paylaşırmış. Ailesini kaybettikten sonra evini terk edip beş yılını İstanbul’daki yıkık Meryem Ana kilisesinde geçirmiş. İstanbul’dan sonra Kutsal Topraklara gitmiş, Kudüs’ü ziyaret etmiş ve Ürdün çölünde uzun yıllar yaşamıştır. Ölümün yaklaştığını sezdiğinde İstanbul üzerinden Selimpaşa’ya dönmüş ve iki yıl sonra da ölmüştür. Akrabaları olmadığından şehir surları dışına yabancı ve kimsesiz olarak gömülmüştür.

Uzun yıllar unutulan mezarının yakınlarına bir denizci gömüldüğünde, Paraskevi, çariçe elbiseleri içerisinde ve İsa’nın askerleri eşliğinde iki yerli İseviye “görünmüş” ve buradan alınmasını rica etmiş. Kemikleri Kalikratia’daki “Aziz Apostollar” kilisesine taşınmış.

Gezgin hayatı, Paraskevi ile ilgili bir kült’ün doğmasına yol açmıştır. Hayatı, adı bilinmeyen bir yazar tarafından kaleme alınmış olsa da, kanonlara uygun olmadığı için İstanbul Patriği 4. Muzalon tarafından din adamı Vasilius’a yeniden yazdırılmıştır. Bu yazmanın orjinali kayıptır.

Bizans-Slav Klokotnitsa Savaşı (9 Mart 1230) sonrasında Azize Paraskevi’nin mezarı bugün Romanya’nın Yaş şehrindeki “Üç Aziz”’de biten yolculuğuna başlamıştır. Önce Tarnova, sonra (1395) de Budin; 1397 yılında Bayazıt tarafından Sırp kralı Stefan Lazareviç’e verilen kemikler 1521 yılına kadar Belgrad’da kalmıştır. Bu tarihte İstanbul’a taşınmış ancak 1641 yılında İstanbul Patrikhanesi kemikleri Moldova kralı Vasili Lupu’nun ricasi ile başkenti Yaş’a gönderilmiştir.

Günümüzde Bozcaada’nın dışında hemen hemen tüm balkan ülkelerinde – Romanya, Bulgaristan, Yunanistan, Rusya, Makedonya ve Sırbistan’da Azize Paraskevi’nin adını taşıyan pek çok pakarlis, monostraki, şapel ve kilise bulunmaktadır. (http://en.wikipedia.org/wiki/Parascheva_of_the_Balkans)

Bozcaada'daki Ayazma Panayırı kuşkusuz manastırın yapımından beri kutlanmaktadır. 

Ancak içimden bir ses bana, İsa'dan da binlerce yıl önce, Tenes'in de 26 Temmuz sıcağında ilk olgunlaşan çavuş üzümü salkımını koparınca, Tanrıça Seres ve Tanrı Poros'a bu eşsiz üzüm için şukranlarını sunmak üzere adanın en güzel koyunun tepesindeki ayazmanın (pınarın) yanına oturup dua eder, sonra da Tanrı Diyonisios'un alayını  davet edip eğlenirdi diye fısıldıyor. Yoksa adanın adı Tenedos diye anılırmıydı?

İsa'dan sonra ise Seres ve Poros'un bereket; Diyonysyos'un gezginliği ve şaraplı eğlencelerinin imgelerinin yerini Azize Paraskevi aldı sadece. İnsan doğasında ve kendi doğası dışındaki doğa ile ilişkisinde ise değişen bir şey yok.

4 yorum:

Unknown dedi ki...

Aşağı yukarı 7 kuşaktır Bozcaada'da yaşıyoruz, Aya Paraskevi'nin hikayesini ilk defa öğrenmekten hem memnuniyet hem de utanç duydum. Bu zamana kadar niye araştırmadım diye... Çok teşekkürler Vildan Hocam... Sagılar,
Şenay

Unknown dedi ki...

selimpaşa'dan (epivates) selamlar.Bende bahsettiğiniz Azize Paraskevi'nin doğduğu ve öldüğü yer olan selimpaşadan yazıyorum.Benimde selimpaşa'nın tarihi ile alakalı kapsamlı bir çalışmam var.Bunu sonunda kısmet olursa kitaplaştırmak isterim.İnternet üzerinden paylaşılan bu tarz yazıları dadikkate almaktayım.Sizden ricam bu yazının kaynağını bana belirtirmisiniz.Çok güzek ve detaylı bir açıklama olmuş.Çünkü kitabımızda en azından belgeye kanıta dair paylaşım yapmak isterim ki daha sonra bu kitabı okuyanlara yanlış bilgi aktarmamış olurum.Ayrıca bana bu konuda başka bilgi -belge - yada resim katkısında bulunursanız sevinirim.Aynı şekil bende bildiklerimi paylaşabilirim.UNUTMAYIN BİLGİ PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALIR...

Tenedos dedi ki...

Sayın epibates bigados, mail adresiniz yorumda görünmediğinden kaynaklarla ilgili bilgiyi iletemiyorum. Saygılarımla...

Unknown dedi ki...

vildan hanım araştırmalarıma uzun bir ara verdiğim için size geri dönüş yapamadım kusura bakmayın. email adresim : epibates@gmail.com gerekli bilgi paylaşımlarınız için şimdiden teşekkür ederim....