22 Temmuz 2012 Pazar

Bozcaada'da Market Kazığına Dikkat

Geçen akşam geç bir saatte Bozcaada'daki "büyük" bir markete gittim.
Dört beş parça alışveriş yaptım.
Kasiyer aldıklarımı kasadan geçirdi ama nedense fişi vermekte isteksizdi.
Hiçbir şey söylemeden başında dikilince, kesti ve verdi.
Bakmadan cebime attım  ve eve gittim.

Aldıklarımı tezgahın üzerine bırakıp her zaman yaptığım gibi fişleri yırtıp atmaya yeltendim.
Fiş biraz uzun gibi geldi.
Kontrol ettiğimde sürprizle karşılaştım:

Ben beş parça almıştım, fişte benim aldıklarımın dışında tam dokuz kalem mal yazılıydı.
Çikolatalar, gofretler, bisküviler, sakızlar; beşlik su bile vardı.
Benim ödediğim bedelin üçte birini oluşturuyorlardı...

Hemen markete geri gittim.
Fişi göstererek almadığım malların da eklendiğini söyledim.
Kasiyer, önce "siz bu kasadan geçmediniz" dedi.
(Kontrollerimi düzenli yaptırıyorum, demans veya Alzehaimer gibi bir derdim yok çok şükür. Bunu içimden söyledim.)
Fişte kasa numarası vardı olmasına da, daha onbeş-yirmi dakika önce ve müşterinin olmadığı bir saatte geçmiştim oradan. Bal gibi de hatırlıyordu aslında, sürekli alışveriş yaptığım yer, yolüstü olması sebebinden.

"Hata olmuş, bir önceki müşterinin fişine devam edilmiş" dedi sertçe...
Özür mözür hak getire...
"Ben bir önceki müşterinin, sizin ya da bir başkasının aldıklarının bedelini ödemek durumunda değilim" dediğimde ise cevabı:
"Farkındamısınız bana hakaret ediyorsunuz" diye "farkındalık" dersi verdi.

Bu arada bana ait olmayan kalemleri hesaplayarak paramı iade etti.
"İşte paranızı da geri verdik" diye yine terslendi.
"Ben buranın sürekli müşterisiyim peki benim size olan güvenim ne olacak" dediğimde,
"O sizin sorununuz paranızı iade ettik işte" diye sesini yükseltti.

"Peki öyle olsun" dedim ve ayrıldım.

Binlerce kez, fiş almadan, aceleyle ve beklemeden çıktığım zamanları düşündüm.
Fiş verildiğinde, hiç bakmam, eve gelince yırtar çöpe atarım.
Şeytan dürttü o gece...
Haklı olduğu zamanlar varmış...


Bundan sonra eski sloganda olduğu gibi "önce fiş, sonra alışveriş" yapacağım.
Fişleri kasanın başında mutlaka kestirip kontrol ettikten sonra ödemeyi yapacağım.
Bu da bana ders oldu.
Sizlerin dersinin de pahalıya gelmemesi için paylaşmak istedim.

İlgili resmi makamlarla da paylaşacağım.

Hiç kimsenin para kazanmasına karşı değilim.
Gençlerin saygısızlığına da tahammül edebilirim.
Ahlaksızca kazıklamaya ve esnafın saygısızlığına  ise tahammül edemiyorum.



 

6 yorum:

Adsız dedi ki...

bozcaada her yıl tatile gittiğim yer ve markettende sürekli alışveriş yapıyorum.Fiş vermekte isteksizdi demişsiniz zaten bu şekilde haksız kazanç sağlamak isteseler fiş kesmeden çalışabilirler.ve anlattığınıza göre zaten mağduriyetiniz anında giderilmiş daha ne beklediğinizi anlayamadım.Bence asıl haksızlığı siz bir anlık hatayı telafi edildiği halde bu kadar büyüterek yapıyorsunuz..

Tenedos dedi ki...

Sayın Adsız Yorumcu,

Görüşlerinizi içtenlikle paylaştığınız için çok teşekkür ederim, ancak yorumunuz beni acı acı güldürdü. Yorumunuzla ilgili görüşlerimi size şöyle ifade edebilirim:

1. Hiçbir işletmenin fiş kesmeden satış yapmayı istemesi söz konusu bile olamaz bu suçtur. Fiş kesilmesi için müşterinin beklemesi ya da ısrar etmesi gerekmiyor, derhal kesilmesi gerekiyor.
2. Bir önceki kasa fişine devam edilmiş olması demek, bir önceki müşteriden para tahsilinin yapılmış olduğu ancak fiş kesiminin tamamlanmadığı ve bir sonraki müşteriden de aynı kalem mallar için bir daha para alındığı anlamına geliyor. (Bir başka ihtimal daha var ama onu düşünmek dahi istemiyorum.)

Bir önceki müşteri mallarını aldı ve parasını ödedi ancak fişini almadı. Ben onun aldığı mallar için bir daha para ödedim ve ısrarla dikildiğim için fişi alabildim. Ben fişi almasaydım ve bir sonraki müşteri de örneğin siz olsaydınız sayın yorumcu, ki sürekli alışveriş yaptığınızı söylüyorsunuz, siz hem benden önceki müşterinin hesabını, hem benim aldığım malların hesabını hem de kendi aldıklarınızın bedelini ödemek durumda kalacaktınız. Bunu farketmeyebilirdiniz de üstelik...
3. Evet mağduriyetim anında giderildi; zaten mağdur EDİLMEMEM gerekirdi.

Ne bekliyordunuz sorunuza gelince...

Sadece bir özür bekliyordum. Her gün ve binlerce kez alışveriş yaptığım bir işletmeye güvenimin devamının teminini bekliyordum. Hata yapan birinin bana sesini yükseltmemesini bekliyordum, mağdur olduğum halde ben yükseltmedim çünkü. Başkaca bir beklentim yoktu.

Bu beklentim sizce anlaşılır olmayabilir. "Şimdiye kadar ne kadar kazıklandım, acaba yine kazıklanırmıyım" duygusuyla ve güvensizliği içerisinde bir işletmeden mal ya da hizmet almanın sizce hiç bir mahsuru olmayabilir. Bu da sizin görüşünüz ve tercihiniz. Benim görüş ve tercihimle uyuşmuyor.

"Bu kadar büyütmeden" ise sizin neyi kastettiğinizi ben anlamadım. Başkasına ait "özlü sözlerin" paylaşıldığı sosyal medyada, kişisel sayfamda beni üzen bir olayı dostlarımla paylaştım. Bunun neresi haksızlık ya da büyütme?

Yorumunuzda anlayamadığım bir husus daha var:

Kasiyerin yaptığı hatanın "bir anlık" olduğunu nereden biliyorsunuz ya da neden BÖYLE olduğunu düşünüyorsunuz?

İnsan davranışı konusunda uzmanlığı ve gençlerle onların davranışları konusunda uzun çalışma deneyimi olan birisi olarak bu hatanın "bir anlık ve masumane" olmadığını size rahatlıkla söyleyebilirim. Bu algıya sahip olmasaydım sizin deyiminizle "haksızlık ederek bu kadar büyütüp" arkadaşlarım ve dostlarımla paylaşmaz; onları uyarmak gereksinimini hissetmezdim.

Tüm bunlar bir yana, sayın Adsız yorumcu, bizlerin algı, duygu ve düşüncelerinin dışında, bu olayda şu somut gerçekler var:

- Benden önceki alışverişin kasa fişi kesilmemiş.
- Almadığım malların bedeli bana ödetilmiş.Farkettiğim için iade edildi. Farketmeseydim, kasa fazlası çıktığında paramı iade etmek için beni arayacaklarından hiç emin değilim.
- Hata yapan bedelini öder. Yapılan hata suç teşkil ediyorsa yasada karşılığı neyse, çeker.

Saygılarımla,

Adsız dedi ki...

Problemin kaynağı büyük bir ihtimalle kasiyerdir. İşvereni haberdar olduğunda problem çözülecektir. Sizden kesinlikle özür dilenmeli. Tüketici adına hepimizi temsilen üstlerine gidin. Teşekkürler. Kolay gelsin. Marketin adını teşhir ederseniz hepimiz alışverişi keseriz.

Tenedos dedi ki...

Sayın Yorumcu,

Duygudaşlığınız için size çok teşekkür ederim.

Problemi yaratan kasiyer, evet haklısınız. Ancak problemin nedeni o değil bence, işverenidir. Şöyle düşünün:

Siz, milyon liraların geçtiği bir kasanın başına, binlerce insanın alışveriş yaptığı ve onlarla iletişim içinde olunacak bir yeri böyle birini oturturmuydunuz?

İşveren satışını yaptığı mal kadar çalıştırdığı personelin davranışlarından ve niteliklerinden de sorumludur. Her personel çünkü ONU temsil ediyor, ONUN adına iş yapıyor.

Hiç kimse dünyaya iletişim becerileri ile donatılmış gelmiyor. Aile ve okullar, mesleki eğitimler bunun için var. İşe uygun ve işin gerektirdiği nitelikleri seçmek ve geliştirmek, bir işverenin mal satmaktan çok daha önemli ve temel görevleridir.

Bu olay 19.07.2012 tarihinde saat 23.37 de gerçekleşti. Yani fiş kesim tarih ve saati bu. Evim merkeze 5 km. Benim eve gidiş ve dönüşümüm yarım saat kadardır. Z raporu ve kasanın kapanması-sayımı ile, ya da markette o saatte bulunan ancak durumu görüp-dinleyip müdahale etmeyen sorumlunun haber vermesiyle işveren ertesi sabah haberdar olmuştur.

Üç gün bir dönüş bekledim ancak gerçekleşmedi. Ancak dün bu blogda yazı yazıldıktan sonra gece çok sevdiğim genç bir arkadaşım, işverenin görüşmek ve özür dilemek istediği mesajıyla aradı. Bence artık özür için geç kalınmıştır.

Marketin adını teşhir etmeyi düşünmüyorum çünkü hangi market olduğu algılandı zannediyorum, zira benim gibi pek çok "marketzede" varmış ve çeşitli yollarla bana benzer sıkıntılar yaşadıklarını ifade ettiler. Niyetim bağcı dövmek değil, düzgün olduğumu düşündüğüm bir tüketici olarak düzgün, yasaların belirlediği çerçevede, hatasız ve ayıpsız mal ve hizmet almak, bu konuda başkalarına da destek olmaktır.

Adsız dedi ki...

ilk yorumu yapan adsız arkadaş kasiyer değilse bende bir şey bilmiyorum.

Tenedos dedi ki...

Sayın yorumcu, benim tahminim de bu yönde idi...