3 Eylül 2012 Pazartesi

Bozcaada'nın Sorunları Nelerdir? Anketi Sonuçları.


Bozcaada’nın sorunları nelerdir? Anketimizi yanıtlama nezaketi ve duyarlılığı gösterenlere teşekkürler. 

Teknik olarak yanıt verenlerin sayısı 30’u aştığı için istatistiksel olarak yapılacak olan analizler büyük grup çözümlemelerinde kullanılabilecek tekniklere elverişli;  sonuçlar genellenebilir niteliktedir.

Anketimizi cevaplayanlara göre Bozcaada’nın en önemli sorunu yazın oluşan yoğun trafiktir (%55).  Bu sorun Bozcaada’da yeni değildir.  Birkaç yıl önce Bozcaada Derneği sorunun çözümüne yönelik ortam oluşturmak için tüm ilgili kesimlerin katılımı ile bir Trafik Çalıştayı düzenlemiştir. 

Trafik Çalıştayında ortaya çıkan çözüme yönelik fikirler yine dernek tarafından davet edilen uzman akademisyen tarafından da değerlendirilerek çözüm yolları oluşturulmuştu.  Ancak dernek bir sivil toplum kuruluşudur ve icra yetkisi bulunmamaktadır.  Bu konuda yetki sahibi bulunan Bozcaada Belediyesi ne yazık ki üretilen çözümleri kendi bütünlüğü içerisinde değerlendirmeyip cımbızla içerisinden çektiği bazı önlemleri alarak etkili biçimde uygulayamamış kendisi de başkaca çözümler üretememiştir.  Örneğin Çınarçarşı caddesinin gece saatlerinde trafiğe kapalı olduğunu gösteren tabela mevcut ancak bu yasak uygulanmamaktadır.  Gemide rezervasyon sistemi işlememekte ve GESTAŞ ile bu konuda koordinasyon sağlanamamaktadır.  Cumhuriyet Mahallesinin arkasına yapılan “çevre yolu” ise aklıselimle alay demesek bile tam bir şaka gibidir.  

Bozcaada’nın yazın ortaya çıkan trafik sorununun çözümü mevcuttur. Uzlaşılmış fikirler ve uzmanların oluşturduğu bu planın Bozcaada Belediyesi tarafından sahiplenilmesi ve “işine gelen teferruatları” değil bir bütün olarak uygulanmayı beklemektedir.

Anketi cevaplayanların önemli bulduğu ikinci sorun işletmelerin pahalı olmasıdır (%44).  İşletmeler ve işletmeciler her ne kadar bunu görmek ve kabullenmek istemeseler de Bozcaada PAHALI bir yerdir.  Bu algıya sahip olanlara işletmecilerin söyledikleri argümanlar, İstanbul ya da başka tatil yörelerinin fiyatları ile uyum gösterdikleri ve adaya sevkiyatın gemi ile yapılması nedeniyle girdi fiyatlarının  yüksek olmasıdır.  

Bu konunun birçok boyutu bulunmaktadır. Algı olarak bakıldığında şunu baştan tanımlamakta fayda bulunmaktadır: pahalı eşittir yüksek fiyat değildir.
Pahalılık, insanların aldıkları herhangi bir mal ya da hizmet için ödedikleri yüksek fiyatın karşılığını alamadıklarında oluşan algıdır.  Örneğin ortopedik ayakkabının fiyatının olmayanlara göre yüksek olduğunu bilirsiniz ve onu yüksek fiyata alırsınız. Bu sizde pahalı algısı oluşturmaz. Ama ortopedik ayakkabı diye ya da ortopedik ayakkabı fiyatına size normal ayakkabı satıldığı zaman “bu pahalı” dersiniz. “Adada balık yemek” fiyatı yüksek bir keyif olabilir. Ama “adada çiftlik balığı” yemek pahalı bir anlamsızlıktır.  Pazara ya da manava gittiğinizde, sanki her domates, patates ve hıyar ayrı ayrı kendi gemi biletini alıp da gemiyle adaya geçmiş gibi fiyatlandırıldığını görmek “pahalı” algısı yaratmasın da ne yapsın.

“Pahalı” algısının yüksek fiyat ile ilişkisi dışında başka boyutları da bulunmaktadır. Bu blogda geçmişte yer alan birçok yazıda değinildiği üzere “amok koşucusu” zihniyeti ile hareket edilmesi kısa vadede bir işletmeciye çok kar ettirebilir ancak orta ve uzun dönemde herkese kaybettirir çünkü sürdürülebilirliği bulunmamaktadır. Bozcaada’daki birçok işletme için kabul edilmesi zor bir gerçek de olsa, Bozcaada ekonominin genel kurallarından muaf değildir.

Bozcaada’nın geleneksel ekonomik faaliyet alanları ile son yıllarda büyük bir gelişme gösteren turizm gibi alanları entegre edecek ortak bir anlayışa, bütüncül bir stratejik plana ve onu uygulayacak yetkinlik ve donanıma sahip bir yönetime her zamankinden fazla ihtiyaç bulunmaktadır.

Anket sonuçlarının işaret ettiği ve pahalılıkla aynı ağırlıktaki bir diğer sorun (%44) kanalizasyon sorunudur. Yine bu blogdaki geçmiş yazılardan birinde de işaret edildiği gibi Bozcaada, “kekik kokulu Bozcaada’dan” “b.k  kokulu Bozcaada’ya” dönüşmüştür.  Bozcaada’nın kanalizasyonunun oniki yıldan beri bitmemesinin iş bilmezlik ve aymazlık dışında hiçbir gerekçesi ve mazereti bulunmamaktadır.  Adayı bırakın, hiçbir şehir, kent, köy böyle bir rezalet yaşamaya mahkûm edilemez.  Kanalizasyon konusu, sorumlularının Bozcaada’ya en büyük kötülük ve ihanetlerinden biridir.  

Anketi cevaplayanların üçte biri (% 31) Bozcaada’nın imar planının bitmemesi-bitirilmemesini önemli bir sorun olarak görmüşlerdir.  İmar Koruma Planı hazırlama zorunluluğu yasa ile belediyelere 2006 yılında verildi ve bir defalı süre uzatımı 2008 yılına bitti. Bozcaada’nın hali hazırda, 1/50 binlik planı belediye meclisinden geçmiş durumda.  Henüz yürürlükte değil çünkü davalı ve inceleme için bakanlıkta.  Süreç olarak baktığınızda, bu plandan sonra 1/5 bin ya da 1/bin’lik planların; daha sonra da uygulama programının hazırlanması ve kabul edilmesi gerekiyor. Ama daha leke düzeyindeki plan, ki altı yıl önce alt planları ile bitmesi gerekirdi, hazır değilken ve çirkin dedikodulara malzeme olurken Bozcaada’nın bir İmar Koruma Planının olması, mevcut belediye yönetim anlayışı ile daha en az altı yıl için bir hayal. 

Anketi cevaplayanların imar planı eksikliği ile aynı ağırlıkta olarak (%31) işaret ettikleri ve aslında birbiri ile neden-sonuç ilişkisi içerisinde bulunan sorunlar, yazın aşırı kalabalık ve tesisleri olan tek plajın Ayazma olmasıdır.  Deniz turizmini tercih eden Bozcaada konukları doğal olarak günübirlik tesis bulunan Ayazma plajını tercih etmektedirler. Bu da aşırı bir yoğunlaşma, altyapı ve hizmet yetersizliği ile kirliliğe yol açmaktadır. Bu haliyle Ayazma plajı büyük bir tehdit altındadır. Bu yoğunluk ancak diğer uygun koylara günübirlik tesis yapılması ile aşılabilecektir.  

Buradaki kritik kavramlar uygun ve günübirlik’tir. Uygunluktan kasıt, belli bölgelerin (Çayır ve Ova gibi) tesis yapımı adı altında imara açılarak “etkili ve yetkililere” arsa ve toprak rantı yaratılması değildir. Uygunluktan kasıt bağ alanlarına ve doğaya zarar vermeden gerçekten konukların günübirlik ihtiyaçlarını karşılayacak estetik ve adaya yakışır tesislerdir.

Anketimizi cevaplayanların işaret ettiği ve (%20) nin altında ağırlıkta gördükleri sorunları bir başka yazıda ele alacağız. 

2 yorum:

Adsız dedi ki...

Ada çok pahalı gerçekten biz artık Dedeağaca gidiyoruz balık yemeğe porsiyonlar bizimkilerin 3 misli fiatlar makul

alpilehayatintadi dedi ki...

Çok pahalı. Restaurantların önünde bekleyen esnafların ellerini gıcırdatması iskeleden duyuluyor maalesef. Yerli ve yabancı turisti yolunacak kaz olarak gören zihniyet burada vücut bulmuş maalesef.Yakında turisti görmek için dürbün kullanmaları gerekecek bu gidişle.Kesinlikle tavsiye etmiyorum. 3 tabak sarma 70 TL, 1levrek, 1 35 lik rakı 2 adet meze 250 tl...yuhhh