16 Mart 2011 Çarşamba

Bozcaada İmar Planı - Halil Cibranın ne alakası var?

En acınacak kişi, düşlerini
altın ve gümüşe dönüştürmüş olandır.

Halil Cibran 


Halil Cibranın Bozcaadanın İmar Planı ile ne ilgisi var?



Yıllar önce "10 Yıl Sonra Nasıl Bir Bozcaada Hayal Ediyoruz" konulu bir çalıştay yapılmıştı.
Katılımcı profili Ada yaşayanlarını temsil edecek biçimde oluşturulmuştu.
Toplantı yapılalı on yıl olmasa da yakındır.
Bugünler için ortaya konulan uzlaşılmış fikirler hayata geçmedi.
Çözüm önerileri uygulanmadı.
O günlerde tespit edilen sorunlar devam etmekte.
Çözüm önerileri ise hala güncel.
Halbuki "seçenler" de vardı...
"Seçilenler" de vardı...
Uygulayacak olanlar da...

İzleyecek olanlar da...


O gün bu gündür...
"On yıl sonra nasıl bir Bozcaada istiyoruz" lafı dillerde pelesenk oldu...
Ama en çok edenler bunu söylerken aslında...
"Ben nasıl bir Bozcaada istiyorum"u anlatıyor.
Uzlaşma?


Nasıl bir uzlaşma çıkacağını İmar Koruma Planı ortaya çıkınca göreceğiz hep birlikte.
Yeni imar ve turizm alanları açılması kararlarının kimlerin hayallerindeki "on yıl sonra olmasını istedikleri Bozcaada"ya uygun olacağını göreceğiz. 
Dağları bağları tepeleri kıyıları parsel parsel edip "altın ve gümüşe dönüştürme" hayallerinin gerçekleştiğini göreceğiz. Bozcaadaya karşı işlenen "suçun" ortaklarını göreceğiz.


Bozcaadada 2008 yılında düzenlenen Bozcaada Değerleri Sempozyumunda sunulan bildirilerin derlendiği kitabın başında ilçenin ve ilin tüm yöneticileri ile girişimci-yatırımcılarının imzaları bulunmaktadır.


O kitapta;
"Turizm olgusu, büyük ölçüde çevre kalitesine bağlıdır" diyor.
"Sürdürülebilir turizmin birinci ilkesi talebe göre değil arza göre düzenlenerek yapılmalıdır" diyor.
Toplumsal katılımın sağlanması ve toplumsal ve kültürel kimliğin korunması önemlidir" diyor.
"Bir model ve sürekli izleme-denetleme modeli oluşturulması zorunlu" diyor.
"Ekolojik tabana sahip olmayan, sadece ekonomik gelir bakış açısıyla ve gündelik kazançlara yönelik kısa vadeli ve kalitesiz çözümler üreten turizm anlayışından mümkün olduğunca uzak durulmalıdır" deniliyor.
"Turizme yönelik olumlu tutumlara karşın enerji tasarrufu, çevreye özen ve çevreci tüketim, çevreci trafik, su tüketimi ve çevre politikalarıları konusunda sahip olunan düşük bilincin giderilmesi için Bozcaada halkına çevre bilinci konusunda yaygın eğitim verilmesi zorunludur" diyor.
"Adaya yönelik turizm faaliyetlerinin planlanması faaliyetlerinde turist profiline ilişkin verilerin kullanılması yararlı olacaktır" diyor.
"Bozcaadada halkın turizm ve çevre bilinci üzerine yapılan araştırmada, ... kendileri için doğrudan parasal etkisi olmayan çevreci eylemleri yapmaktan uzaklar... böyle bir sonuç Bozcaadada turizmin geliştirilmesi bakımından düşündürücüdür" diyor.
Diyor da diyor...



İl ve ilçenin yöneticilerinin de belirttildiği gibi bu satırların üzerinde imzaları var. 


Ama,
Ama kanalizasyonlar denize akmaya, vidanjörler Göztepeye boşaltmaya devam ediyor, "arıtma" - bir ütopya...
Kışın boş ev enflasyonu, yazın "tüm evler pansiyon". Yetmiyor, daha çok ev, daha çok ev...

"Gerçek Adalılar" feveran ediyor "Adanın kimliği gitti"diye... "Hırsız aldı götürdü..."
"Katılım, izleme-denetleme"?  Bir yönetim espirisi olan "5T"... (Teklif, Takip, Tavassut, Torpil, Terfi) durumu...
Çevre bilinci mi? Para getirir mi?
Yaygın eğitim ne ola ki? Boş zamanı olan "entel-dantel" işi...
Sen paradan, "altından-gümüşten" haber ver.


NOT: 


Bir dedikodu...
İmar planı için jeolojik raporlar eksikmiş...
Hazırlanacakmış...


Daha ne kadar ev, pansiyon, bağ evi-pansiyon yapılırsa Ada sulara gömülebilir diye öğrenmek için olsa gerek...
Dedi bir dostum...


Hiç yorum yok: