22 Temmuz 2014 Salı

Eyvah Eyvah, Bayramda nereye gitsek?

Bayramda nereye gitsek?

……………………………….

10. Yunan Adaları’na Selam Çakan Gökçeada

Türkiye’nin en büyük adası Gökçeada’da yapacak çok şey var. Geniş ve rüzgar alan Kefalos koyunda windsurf ve kitesurf yapabilir, eski Rum köyleri olan Dereköy ve Zeytinliköy’de bir tarihi gezinti yapabilir, bol denize girip, taze deniz mahsullerinin tadına bakabilirsiniz. Gitmişken Mustafa’nın Kayfesi’nde kahvaltı edin mutlaka.

11. Çanakkale Kıyılarını Sevdiren Geyikli – Bozcaada

Ege kıyılarından devam etmek isterseniz, Eyvah Eyvah filminin çekildiği Geyikli’ye de bir uğrayın derim. Geyikli’nin uzun sahilleri ve doğayla iç içe atmosferi dinlenmek isteyen ruhlara iyi gelecektir. Ezine’deki Truva Antik Kenti’ni gezebilir ve tabi ki Ezine’nin mis gibi süt kokulu beyaz peynirlerinden alabilirsiniz. Denize girmek için feribotla Bozcaada sahillerine de geçebilirsiniz. http://galeri.sozcu.com.tr/2014/foto/genel/bayramda-nereye-gitsek.html?pid=13

Bir gazetenin magazin-foto haber – sayfasının ifade ettiklerini şöyle okumak mümkün:

1. Gökçeada’da yapılacak çok şey var,” Geyikli sahilinde de öyle, ama yine de sıkılırsanız, değişiklik olsun diye feribotla Bozcaada sahillerine DE geçebilirsiniz. Ama Bozcaada’da denize girmekten başka yapılacak bir şey yok…”

2. Gökçeada’da windsurf ve kitesurf yapabilirsiniz, ama Bozcaada’da herhangi bir deniz sporu yapamazsınız.

3. Gökçeada’da yer alan eski Rum köylerinde tarihi gezinti yapabilirsiniz, ama Bozcaada’da yapamazsınız. Çünkü Bozcaada’da Rum Mahallesinin sokaklarından lokantaların ve otellerin işgallerinden yürüyemez ve geçemezsiniz; kilise ve manastırları sürekli kapalı olduğu için ziyaret edemezsiniz; Kalesini size tanıtacak ve gezdirecek rehberler bir tarafa broşür de bulamazsınız.

4. Gökçeada’da taze deniz mahsullerinin tadına bakabilirsiniz. Bozcaada’da bakamazsınız. Çünkü Bozcaada’ya neredeyse tüm deniz mahsulleri karşı kıyı ve balık çiftliklerinden gelir; bunları karşıda çok daha ucuz fiyata yiyebilirsiniz. Aynı deniz mahsulünü çok daha ucuza karşıda yemek varken Bozcaada’ya geçmeye ve kazıklanmaya değmez.

5. Gökçeada’ya gitmişken Mustafanın  Kayfesinde mutlaka kahvaltı yapın. Bozcaada’ya giderken kahvaltılıklarınızı ve diğer yiyeceklerinizi mutlaka yanınızda götürün. Bozcaada’da yiyecekleriniz hiç öyle festivalleri için hazırladıkları gibi değildir. Önünüze bir sürü garip şeyi koyup geri dönüş paranızın kalmayacağı fiyatları talep edebilirler. Adada parasız ve mahsur kaldığınızda, banka şubeleri (tek şube zaten) bile yakınlarınızın size adadan kaçmak için masrafı içinde gönderdiği havaleyi aynı gün alıp kaçmak istediğinizde,  bir daha havale masrafı ödemeniz koşuluyla öderler. İstisnasız tüm işletmelerde başınıza aynı şeyler gelebileceği ve bakış açısı aynı olduğu için size işletme isimi öneremiyoruz.

6. Gökçeada’dan illa ki Ege kıyılarından devam etmek isterseniz, Geyikliye gidin. Bağları, şarapları, kalesi ve kendine özgü mimarisi, garip isimli otel ve restoranları yok ama uzun bir sahili var. Üstelik oraları Eyvah Eyvah filminden de biliyorsunuz ki orada da bir gariplik var. Filmin senaristi ve başrol oyuncusu Sayın Ata Demirer bir Bozcaada aşığı… Evi barkı Bozcaada’da. Zorunlu olduğu çalışma ve seyahatler dışındaki tüm çalışmalarını Bozcaada’da yapar ve orada yaşar.  Ama filmlerini Bozcaada’da çekmemiş, o da Geyikliyi tercih etmiştir.  Bu tercihinde, sizleri turist olarak oraya gittiğinizde bunaltacak ve isyan ettirecek hususlar mı etkili oldu acaba?

7. Geyikli, doğayla iç içe atmosferi dinlenmek isteyen ruhunuza iyi gelecektir. Bozcaada’da doğa ile baş başa kalamayacaksınız.  Çünkü siz adaya geçecek insanlar için Bozcaadalıların “para kazanması” için olanlar dışında size ve aslında kendileri için de düzenlenen hiç bir yer yok. “Servis olmadan” oturacağınız banklar yok. Dinleneceğiniz ve ege denizini biraz tepeden göreceğiniz seyir terasları yok. Güneşten saklanarak oturup dinleneceğiniz ormanlık alanlar yok. “Bu hızla şimdi bana çarpar mı” diye endişe etmeyeceğiniz, yürüyüş yapacağınız ve bisiklete binebileceğiniz yollar yok.  Kitabınızı alıp okuyabileceğiniz düzenlenmiş kuytu köşeler yok.

8. Geyikliye giderseniz, Ezine’deki Truva Antik Kentini, Dalyan’daki kazıları gezebilirsiniz.  Bozcaada’ya giderseniz ve kazı yeri göreceğim diye tutturursanız göreceğiniz şey yıllar önce açılıp kapanmış, bir kapısı ve tabelası bulunmayan ve şimdi mezberelik ile hurdalık karışımı bir otopark olacaktır.

9. Geyikliye giderseniz, tabi ki Ezine’nin mis gibi süt kokulu beyaz peynirlerinden alabilirsiniz. Bozcaada’ya giderseniz alacağınız şey Bozcaada’nın mis gibi şarabıdır ve ancak mevsimi denk gelirse, mis gibi kardinal ve çavuş üzümüdür.  Bir de tabi bol bol reçel göreceksin etrafta. Bozcaada’lıların suyunu çıkardıkları reçelcilik ürünü reçellerini.  Domatesleri ve incirleri karşıdan gelen, hatta birçoğu da karşıdan bozcaada etiketli gelen hazır reçelleri. Sergilerindeki ürünler ise, her sahil kasabasında bulabileceğin çin  ya da yerli malları…

10. Ey okuyucu, Bayramda nereye gitsek diye bize sorarsan durum bu… Teşbihte hata olmaz, bazı şeyler de mevhum-u muhalifinden anlaşılır. Her şeyi açık açık yazdırmayın… Aranızdan bir kısmısının yine de denize girmek için feribotla Bozcaada sahillerine geçip akşam güzel güzel Geyikli sahilindeki otel ve pansiyonlarına dönmek yerine adadan yer ayırttığını biliyoruz. 

Bu bir kısmının sayısı da zaten “İstanbullular”ın sayısı çok olduğu için adadaki otel, pansiyon ve restoranları dolduracak, hatta açıkta bırakacak büyüklükte… Bu kısmışının çok büyük bölümü için, tıpkı daha öncekiler gibi, Bozcaada bayram tatili ilk ve son Bozcaada tatilleri olacak...  

Bizim dediğimize gelip, Ege kıyılarına devam etmek isterseniz, “Eyvah Eyvah filminin çekildiği Geyikli’ye de bir uğrayın derim…”


NOT:  Bozcaada için bu söylediklerimiz ve söylemediklerimiz bizim duygu, düşünce ve görüşümüz değildir; çok uzun yıllardır bozcaadalıların gösterdikleri gayret ve çabaların sonucudur.  Bu sonuçları kendilerine söyleyince çok kızarlar. Sizi, adayı ve adalıları "karalamakla" suçlarlar. Düşman bellerler. İçinizin sızladığını bilmezler. Asıl düşmanın "içimizdeki düşman"ın olduğunu kabul etmezler. Böyle durumlarda da sadece, "eyvah eyvah" derler...  

Hiç yorum yok: