Yitik Ülke Yayınları Yayınevi, Temmuz (2017) ayında çok değerli bir çalışmayı okurlarına sundu.
Sayın Bülent Akgezer'in kaleme aldığı, TENEDOS rüzgarlı söylencelerin adası BOZCAADA.
Antik dönem söylencelerinden 1. Dünya Savaşı sonuna kadar olan geniş bir zaman dilimi içerisinde Tenedos-Bozcaada'nın serüvenine doyurucu bir kaynakça ile ışık tutan kitap, okunması rahat ve akıcı bir dille kaleme alınmış.
Sayın Akgezer'in ikinci kitabı olan bu eser her Bozcaada seveninin olduğu kadar her Bozcaada'lının ve Bozcaada konusunda çalışma yapanın kitaplığında mutlaka bulunması gereken bir eserdir.
Çok büyük bir emekle ve ciddiyetle hazırlanmış olan bu eser gerçekten kolay ulaşılır bir fiyatla ve halen faaliyette olan Bozcaada Kitap Fuarındaki raflarda bulunmaktadır.
Bu fırsatı kaçırmayın ve hemen alarak okumaya başlayın derim...
19 Ağustos 2017 Cumartesi
7 Ağustos 2017 Pazartesi
Belediye Saygısız Turiste Sarı Kart Gösterdi
Başlığı okuyunca Bozcaada Belediyesi diye düşündünüz ama durum öyle değil. İtalya’nın dünyaca ünlü Venedik şehri misafirlerinin
davranışları konusunda 12 altın kural getirdiğini ilan etti. Bu kuralları ihlal
edenler için 25 -500 euro para cezası uygulanacağını duyurdu.
Venedik Belediyesi,
kurallara uygun olmayan davranışlar konusundaki mevcut ceza oranlarını da
arttırdı. Örneğin daha önce 50 euro ulan kanallarda yıkanmanın cezasını 500
euroya çıkardı. Şehir içinde mayo-bikini ile dolaşmanın cezası 200 euro oldu.
Kamusal açık alanlarda piknik yapan ve yaya bölgelerinde bisiklet süren herkese
uygulanacak ceza 100 euro olacak. Yere çöp atmanın cezası 25, anıtlara yazı
yazma, çizmenin karşılığında ise 400 euro ceza yazılacak…
#EnjoyRespectVenezia – (Venediğin Tadını Çıkar, Saygı Duy)
kampanyası ile sosyal medya dahil olmak üzere bu 12 kural, belediyenin web
sitesi, bilbordlar ve turistlerin yoğun olarak ziyaret ettiği yerlere asılan afişlerle
10 farklı dilde duyurulmaktadır.
Venedikte artık şehir merkezini ziyaret edecek turist sayısında
da kısıtlama uygulanmaktadır. Örneğin Festa del Redentore festivalini bundan
sonra 100 000 yerine sadece 60 000 kişi izleyebilecektir. Belediye Meclisinin aldığı bir kararla, şehrin
eski Venedik bölgesinde yeni hotel ve “hızlı yemek” restoran/kafeterya açılması
da yasaklanmıştır.
8 Temmuz 2017 Cumartesi
Pavli Çamlığı Ormanı bir Ormandır 2
03.07.2017 tarihli başvurumuzda ayrıntıları ile anlatılanlara ek olarak;
Ayvacık Orman Müdürlüğünün imzaladığı sözleşme ile kiraya verilen; aynı Müdürlükçe işletmecinin yaptığı başvuru üzerine 28-30 Temmuz 2017 tarihlerinde düzenleneceği duyurulan Bozcaada Pavli Caz Festivali için verilen izin ve onay üzerine, Kaymakamlığınızca da izin ve onay verildiği duyumu alınmıştır.
Alınan bu izin ve onaylar ile işletme ulusal düzeyde www.biletix.com üzerinden bilet satışı yapmaya başlamış; aldığımız duyumlara göre etkinlik için 1100 (bin yüz) bilet satışı yapılmış; 500 (500) biletin daha aynı site üzerinden satışına devam edilmektedir.
Yine alınan bu izin ve onaylara dayalı olarak Bozcaada Çamlık Mesire Yerinde organizasyona yönelik yoğun hazırlık faaliyetlerine devam edilmektedir;
Ormanın içerisinde yollar açılmakta, yüzlerce metre yeraltı kablosu döşenmekte, ormanın muhtelif yerlerine kazılan çukurlar içerisine beton dökülerek dikilen direklere dev projektörler yerleştirildiği duyumları alınmaktadır.
Tüm bu hazırlık faaliyetlerinin, idarece denetlenip denetlenmediği konusunda bilgi sahibi değiliz ve edişe duymaktayız.
Etkinlik için ormanın bir bölümünün temizlendiği tel örgülerin dışından görülmekle birlikte,
• sık çam ağaçları ile kaplı ormanın altının kuru iğne yaprakları, kozalak ve pürçeklerle kaplı olması;
• betonla sabitlenen direklere dev projektörlerin dikilmesi
• 1600 (bin altıyüz) kişinin küçük ve sık ormanın içerisinde 3 (üç gün) süresince bulunacak olması
• İçki ruhsatı alan işletmenin bu süre içerisinde katılımcılara içki servisi yapacak olması
• Orman içerisinde sık ağaçlar nedeniyle park edemeyecek katılımcı araçlarının mesire yeri kıyısından geçen dar yol üzerinde park edecek olması ve yolun diğer yanının da temizlenmemiş ormanlık alan olması; bu alanın yolun üstü de dahil olmak üzere kuru çam yaprağı, kozalağı ve pürçeği ile dolu olması
• Ormanlık alanın etrafındaki yerleşimlerde anız, zeytinlik ve çalılıkların yanında yine küçük ormanlık alanları ve çok sayıda konutun bulunması
• Bozcaada’da sürekli rüzgar esmesi ve hakim rüzgarın poyraz olması
• 1600 (binaltıyüz) kişinin duyabilmesi için gerekli olan ses yükseltme ile çevrede yoğun bir gürültü kirliliğinin oluşacak olması,
Derneğimizi, etraftaki evlerde yaşayanları ve tüm adalıları endişelendirmekte, ürkütmekte ve korkutmaktadır.
Kurak, rüzgarlı ve sıcak bir mevsimde olmamız nedeniyle bu yoğunluktaki bir organizasyonla sadece mesire yerinin içerisinde değil katılmak üzere etrafında oluşacak yaya ve araç trafiği ile de yangın tehlikesine açıktır. Bu tehlikeye karşı uyarılar, Kaymakamlığınızın web sitesinde de yer almaktadır.
Yangın dışında, çok az sayıda görevlisi bulunan güvenlik gücünün mesire yeri içerisinde ve dışında olası asayiş olayları karşısında bu denli yoğun insan kalabalığı için yetersiz kalacağı endişesini taşıyoruz ve korkuyoruz.
Riskleri çok yönlü ve yüksek olan bu organizasyon ile geri dönülemez ve telafi edilemez; insana doğaya ve çevreye zarar verecek olan olayların yaşanmaması için adı geçen organizasyona yönelik izin ve onayların bir kez daha gözden geçirilerek iptal edilmesi hususunu saygılarımızla, arz ederiz. 07.07.2017
3 Temmuz 2017 Pazartesi
Bozcaada Pavli Çamlığı Ormanı Bir Ormandır
Bozcaada Doğayı Koruma Kültür Sanat Derneği Yönetim Kurulunun Caz Etkinliği ile ilgili görüşü ve Bozcaada Kaymakamlığı, Bozcaada Belediyesi ile Çanakkale Orman Bölge Müdürlüğüne yaptığı başvuru metnidir:
Bir süredir duyuruları yapılan ve
internet üzerinden 28-30 Temmuz 2017 tarihleri için bilet satışı yapılmaya
başlanan “Bozcaada Pavli Caz Festivali 2017” olarak tasarlanan etkinliğin
isminde, ÇAMLIK kelimesi yer almamaktadır.
Pavli Çamlığı Ormanı var
olduğundan beri Bozcaada sakinleri ve misafirlerinin yaz-kış her mevsimde;
sabah-akşam günün her saatinde; dinlenme, nefes alma, bazen hüzün bazen de
sevinçlerini yaşadığı, piknik etkinliği
ile dostluklarını pekiştirdiği bir mesire yeri olmuştur. Bozcaada’nın ve
yaşayanlarının yoksunluğunu çektiği, orman hasretini giderdiği sevilen, evi
gibi bilinen bir alanıdır.
İdare tarafından; adada
temsilciliği bulunmayan Orman İdaresi adına, doğa/orman-insan ilişkisini
kolaylaştırmak, geliştirmek, çamlığın bakımı ve sivilkültür faaliyetlerin
yapılması amacıyla işletmeciye kiralanmıştır.
Kullanım alanlarının düzenlenmesi
amacıyla iki üç yıldır süren faaliyetler nedeniyle Çamlık adalılar tarafından
kullanılamamaktadır. İşletmeci, caz
festivali duyurusu ile faaliyete geçtiğini ilan etmiştir.
Ancak:
Bilindiği gibi, “festival”in asıl
anlamı “yerellik” ile ilişkilidir. Ses sanatı ve müzik türü olarak “caz” ne
doğduğu yer, ne ifade ettiği ve taşıdığı mesajlar bakımından Bozcaada ve Pavli
Çamlığı Ormanı ile ilişkili bulunmamaktadır. Evrensel nitelik taşıması; sanat
alanı olarak son derece saygın olması ve sevilmesi Bozcaada Pavli Çamlığı
Ormanında kitlesel bir organizasyonla icra edilmesine yeterli gerekçe
oluşturmamaktadır. Bozcaada Pavli Çamlığı Ormanında festival ve konser
düzenleme ve icra etme hakkı, asıl sahipleri ve mükimleri olan kuşları ve ağustos
böceklerinindir.
Bozcaada’nın nadir orman alanı
olan Pavli Çamlığı, ada ekosistemi açısından hayati önem taşımaktadır. Biraz da
olsa yağmur yağıyor ve kuraklık önleniyorsa, Kaz Dağlarının mıknatıs gibi çektiği,
bulutları durduran bu “ormancıklar” sayesindedir. Adada yer alan diğer “ormancıklar”a göre
rakımının daha yüksek olması ile Pavli Çamlığı asıl bu zor görevi
üstlenmektedir. Üç gün sürecek müzik sesi ve insan yoğunluğu; kuşunu, yılanını,
ağaçkakanını, kertenkelesini, sincabını, kirpisini, faresini böceğini kalıcı
olarak kaçıracaktır. Ormanı, orman olmaktan çıkaracaktır. Doğal döngüye geri
dönülemez ve onarılamaz biçimde zarar verecektir. Hiçbir gerçek sanatseverin, caz severin bu
sonucu arzu edeceğini düşünmek mümkün değildir. Bozcaada’yı gerçekten sevenlerinin
de…
Bozcaada’nın doğal yapısı ve
güzelliklerinin sanata ve ticarete dekor edilmesinin “dayanılmaz hafifliği” yirmi
yıl önce, ada tarihinin en büyük travmalarından birisini yaşatmıştır. Ova mevkiindeki, dünyada eşi ve benzeri
olmayan çamlık, “sanat uğruna” yanmış kül olmuştur. Bin Oskar Ödülü de alacak
değerde bir film olsa da işlenen insanlık ve uygarlık suçudur. İyi niyetle,
sanat için…
Türk sinemasının dev ismi Atıf
Yılmaz, kuşkusuz adayı çok seviyordu. Adada evi vardı. Adaya katkısı olsun
istedi. Eylül Fırtınası filmini adada çekmek istedi. Önlem de almıştı
çamlıktaki çekimlerde… Film ekibinin kaldığı oteldeki tüm yangın söndürücü
tüpleri ve kovaları ödünç alıp götürmüştü. (Çapraz Tatil Köyü) Bir projektörün
yere düşmesi ile bir anda tüm orman alev aldı. Dehşet ve cehennem kelimelerinin
karşılığı orman yangınıdır. Kuşların, kirpilerin, sincapların, kertenkelelerin,
yılanların çığlıkları ve kaçışması; diri diri kendilerinin ve yavrularının yanışı;
ağaçların inlemesi ve çaresizce alevler içinde kıvranması; kozalakların havai
fişekler gibi taa bağların içine uçması, alevlerin sinsi bir hastalık gibi tam
bitti derken başka bir yerden hortlaması… İtfaiye, kapkara kesilmiş insan
ordusu yetmedi… geriye, gerçeküstü cehennem resimlerindeki gibi gövdesi yanmış
kapkara ağaç kütükleri kaldı. Sarı siyah kumların üstünde ölüm… Tam yaşam
belirtisi yokluğu… Tüm bunlar bir-iki saat içinde olup bitti. Bu travmayı, bu dehşeti ve utancı yaşamış olan
Bozcaada için hiçbir işletmenin, kurumun yangın önlemi güvencesi yeterli, geçerli ve ikna edici değildir.
Bozcaada yerli turizm için önemli
bir cazibe merkezidir. Kış nüfusuna göre
örgütlenmiş kurumları, turizm sezonunda kapasitelerinin çok üzerinde bir çaba
ve gayretle hizmet vermeye çalışmaktadırlar. Resmi kurumlar, STK’lar ve
işletmecilerin yıllara dayalı deneyimi ile uzlaştıkları hususlardan birisi;
kitlesel organizasyonların turizm sezonunun başında ve sonunda, bu sezonu
uzatacak biçimde yapılmalarıdır. Bozcaada Caz Festivali organizasyonu bu
uzlaşıyı zedeleyen, kurumlarını zorlayacak, çamlığın etrafında yoğun biçimde
bulunan evlerde ikamet edenler için gürültü kirliliği, trafik yoğunluğu,
güvenlik ve benzeri etkileri ile huzur ve sükûnunu bozacak niteliktedir.
Duyurulan ve bilet satışı yapılan
organizasyonla ilgili bazı teknik sorularımız ve endişelerimiz bulunmaktadır:
05 Mart 2013 tarihli Mesire
Yerleri Yönetmeliği ve Odun Dışı Ürün ve Hizmetler Dairesi Başkanlığınca
yayınlanan Mesire Yerleri Uygulama Tebliğinde yer aldığı üzere,
1. Konser
faaliyetleri için yapımına izin verilebilen azami 2000 kişilik Amfi tiyatro
(Md. 10/1) gibi bir yapı Çamlık Mesire Yerinde bulunmamaktadır, olmamasına
rağmen nasıl konser düzenlenmektedir?
2. Günübirlik
kullanım alanlarındaki kapasite değeri, (grup birimi için -20 kişi- : 800-1.400
m2 kullanma alanı, (Md.5.1) ile satılan bilet adedi arasında nasıl bir ilişki
bulunmaktadır?
3. Aynı
yönetmelik ve tebliğ hükümlerinde yer alan enerji hatları, aydınlatma,
bulunması zorunlu kullanım alanları, uyarı levhaları (otopark, yol, WC v.b),
giriş yolu gibi nitelik ve hususlar yerine getirilmiş, idarece denetimleri
yapılmış ve faaliyet için uygun görülmüş müdür?
4. Yönetmeliğin
10.,Tebliğin 21. Maddesinde düzenlenen
Yönetim ve İşletme başlığı altında yer alan (2)
İşletmecilik süresince, mesire yerlerindeki faaliyetler, Bakanlığımızın
itibarını zedeleyici yada 5326 sayılı Kabahatler Kanununda belirtilen toplum
düzenini bozucu, genel ahlaki değerlere ve adaba aykırı olamaz. hükmünün
işaret ettiği içeriğe yönelik işetme ve idare ne tür önlemler
alınmış/alınacaktır?
5. Yönetmeliğin
ve tebliğin çok açık olan (7) Mesire
yerleri girişlerinde ziyaretçilerden giriş ücreti talebinde bulunulamaz. Hükmü
ile bilet satışı çelişkili değil
midir?
6. ORMAN
YANGINLARININ ÖNLENMESİ VE SÖNDÜRÜLMESİNDE GÖREVLİLERİN GÖRECEKLERİ İŞLER
HAKKINDA YÖNETMELİK’te, (MADDE 31- Mevsimin kurak gitmesi halinde yangın
tehlikesinin fazla olduğu zamanlarda veya yangın olup ta henüz söndürülmüş
fakat sirayet ihtimalleri tamamen bertaraf edilmemiş olması gibi fevkalade
hallerde Orman idaresince gösterilecek lüzum üzerine, mahallin en büyük mülki
amiri muayyen bir müddet için ormanlara girilmesini men ve bu sahalardaki orman
içi her türlü faaliyetin tatilini emredebilir… ) işaret edilen mevsim
koşullarının şu anda mevcut ve bu günlerde Çanakkale’nin Ezine İlçesi
Karagömlek Köyü, Kaş, Manavgat, Çeşme-Alaçatı’da orman yangınları sürerken;
Kaymakamlık ve İlçe Orman Yangınları ile Mücadele Komisyonu tarafından ne tür
önlemler alınması kararlaştırılmıştır?
7. Hata
ve kaza dışında, ülkemizin ne yazık ki sıkça maruz kaldığı; özellikle turistik
bölge ve kitlesel etkinlik hedefli hain ve sinsi, insanlık dışı terör
saldırıları için açık bir hedef oluşturacak böyle bir etkinlik için yeterli
önlemler alınmış mıdır?
Bu sorular ve endişeler
içerisinde:
Adında, “kültür” ve “sanat”
kelimeleri bulunan bir dernek olarak:
Kültür denilen kavramın,
teknoloji ve sanatı yorumlama biçimi olduğunu; ilgililik, yerindelik ve
uygunluk ile uyum içinde bulunmayan yorumlama biçimlerinin “kültürsüzlük”
olduğunu,
Adında, “Doğayı Koruma”
kelimeleri bulunan bir dernek olarak:
Pavli Çamlığı Ormanının yukarıda
arz edilen gerekçeler nedeniyle şimdi ve gelecekte, KESİNLİKLE konser v.b.
kitlesel etkinliklerinde kullanılmaması gerektiğine inanıyoruz.
Bozcaada Doğayı Koruma Kültür ve
Sanat Derneği olarak, Pavli Çamlığı Mesire Yerinde düzenlenecek bu ve buna
benzer; “ormanımızın amaç dışı kullanımı ve sonuçları” ile ilgili idari ve
yargı olmak üzere tüm hukuksal yollara başvuracağımızın ve takipçisi
olacağımızın bilinmesini isteriz.
13 Ağustos 2016 Cumartesi
Şeytan Ayrıntıda Gizlidir - Bozcaada Kentsel Tasarım Rehberi Üzerine -1
Bozcaada Belediye Başkanlığı web sitesinde, Bozcaada Kentsel
Tasarım Rehberi Taslağının ilk 45 sayfası resim formatında bir iki
ay önce yayınlanmıştı.
Yine aynı sitede, 02 Ağustos 2016 günü yapılan duyuru
şöyleydi: Bozcaada Belediye
Başkanlığının tarafından 03.08.2016 Çarşamba Günü Saat:10.30’da Halk Eğitim
Merkezi Salonunda Bozcaada Kentsel
Tasarım Rehberi hakkında halkı
bilgilendirme toplantısı yapılacaktır.
1. Taslak da olsa bir belgenin ya tamamı yayınlanır, ya da
hiç yayınlanmaz; bilgilendirmede tamamı sunulur.
2. Bozcaada nüfusunu ve kamuoyunu yakından ilgilendiren bir
belgenin sunumu ile ilgili duyuru bir gün önceden yapılmaz, mümkün olduğunca
(en az bir ay) önceden yapılır.
3. (Edindiğim bu bilgi yanlışsa peşinen özürlerimi sunarım)
İşaret edilen bilgilendirme toplantısı, taslağı hazırlayan ekip adaya
gelemediği için amacına uygun olarak gerçekleştirilememiştir. Dolayısıyla “yok” hükmündedir.
Bozcaada Kentsel Tasarım Rehberi Taslağının tamamını ama
özellikle de Kaynakça bölümünü inceleme şansımız olmadı.
Yayınlanan bölümde ise çok ciddi biçimde tartışılması ve
gözden geçirilmesi gereken hususlar var.
Plan nedir? Sorusuyla başlamakta yarar var.
Plan gerçekte nedir?
Çok özetle plan, NİHAİ BİR AMACA (moda ismiyle vizyona)
ulaşmak için;
Kim yapacak,
Ne yapacak,
Niçin yapacak,
Nasıl yapacak,
Neyle yapacak,
Nerede yapacak,
Ne zaman yapacak,
sorularının ayrıntılı biçimde cevaplanmasından başka bir şey değildir.
Plan, ancak bir NİHAİ HEDEF (vizyon) varsa yapılır. Hedefsiz
plan yapmak, kumda çomak oynamaktır.
Planlar, kimi ilgilendirirse ilgilendirsin (bireyler, farklı
kurumlar), bir hiyerarşiye, bir sıraya tabidirler.
NİHAİ HEDEF (vizyon) belirledikten sonra makro plan, ya da
stratejik plan yapılır. Bu planlar, minimum 15-20 yıllık olurlar. Ciddi planlamalar,
100 yıllık bile olabilirler (son gelişmelerde bazı ülkelerin planlarında
gördüğümüz üzre…). İmar planlamasında bu
tür planlara leke planlaması da denir. Büyük ölçeklidirler 1/100 000 lik gibi.
Onların bir alt kademe planları eylem/ taktik planlardır.
Yukarıda sıralanan sorulara uzun vadeli ancak daha somut cevapları içerirler.
Alt düzeydeki planlar ise icraat planlarıdır. İmar
planlarında bunlar ayrıntıları içerirler. 1/1000 ya da 1/500 gibi… Bunlar en somut
icraat planlarıdır.
Planlar arasında sıkı bir hiyerarşik bağ ve süreç ilişkisi
vardır. Öncelikle nihai hedef konmadan, makro plan olmadan, bir altını, en
altını hazırlayamazsınız. Hazırlarsanız da
işe yaramaz.
Buğdayı dikmeden, ekmeği pişiremezsiniz.
Peki, Kentsel Tasarım Rehberi nedir?
Cevabına, taslaktan bakalım:
Kentsel Tasarım Rehberi: Kent kimliğinin gelişimini ve sürdürülebilirliğini
sağlamak için mekânsal planlamaya esas uygulamaların kentin vizyonu ve imajı
ile uyumlu olmasını sağlamayı hedefleyen, mekânsal tasarımda, malzemede
yönlendirici ilkeleri belirleyen ve yöneten yazılı belgelerdir….
Tanım doğru ve güzel…
Hazırlanmış olan imar planlarındaki hükümlerin uygulanmasında, plan
hazırlanırken cevabı verilmiş olan “nasıl” sorusunun unutulmamasını sağlamaya
yönelik bir hatırlatıcı “destek-pusula” belge.
Peki, taslaktaki Genel Hükümlere geçelim ve ilk “vahim” notu
düşelim:
2. Ada vizyonunun temel öğelerini
Ada'nın özgün değerleri ve Adalı olma bilinci oluşturmalıdır.
Kentsel tasarım rehberini hazırlayan teknik ekip, ada
vizyonunun nasıl olması gerektiği konusunda adalılara önerilerde bulunmaktadır,
“akıl vermektedir”.
Halbuki yapması gereken iş, adanın-adalının oluşturduğu
vizyon doğrultusunda planlama yapmaktır.
Adanın bu vizyonu mevcuttur.
Bozcaada Belediye Meclisinin 2014 yılı temmuz ayında yapmış
olduğu Paydaş Analizi sonucu belirlediği paydaşların katılımı ile 8 grubun
çalıştığı Çalıştayda; Bozcaada’nın vizyonu belirlenmiştir. Tüm kesimlerin
katılımı ile Bozcaadalılar, ileride kendilerini ve adayı nerede ve nasıl görmek
istediklerini belirlemişlerdir.
Bu vizyondan yola çıkarak, kurum olarak Bozcaada Belediyesi,
2015 yılı Aralık ayında tüm meclis üyelerinin katılımıyla kurumun vizyonunu
belirlemiş ve bu vizyon doğrultusunda kurumsal stratejik planını hazırlamıştır.
Kentsel Tasarım Rehberini hazırlayan ekip ya bu vizyondan
haberdar değildir, ya da bu vizyonu “uygun” bulmamıştır. Her iki durum da son
derece vahimdir. Birincisi belediyenin,
ikincisi hazırlayan ekibin etiği ve tekniğini tartışma konusu yapar.
Yine genel hükümlerden:
3. Planlama yaklaşımında temel hedef Bozcaada'da kentlilik kültürünün
değil, Adalılık kültürünün korunması ve geliştirilmesi olmalıdır.
Bu ekip gerçekten şaka yapıyor olmalıdır.
Adalılık; bir coğrafi bölge, coğrafi özellik ile ilgiliyken
kentlilik bir ekonomik ve sosyal yaşam örüntüsünü ifade eder. İkisi birbirini
dışlaması zorunlu ya da bağdaşamaz özellikler değildir.
Birbirine üstün ya da birini tercih edilmesi gereken
özellikler de değildir.
Gavurcalarını geçirmeden derdimi anlatayım:
Latince ve bu aileden olan tüm dillerde, “kale” aynı zamanda
“kent” demektir.
Kent, kalelerde ve etrafında oluşmuştur.
Burjuvazi dediğimiz kentli, burg dediğimiz kalelerin içinde
ve civarında yaşayan; toprağa dayalı ekonomi dışında demircilik, marangozluk,
taş işçiliği, mühendislik, silahtarlık, dericilik, terzilik, hancılık,
muhasebecilik, makine ustalığı, tefecilik v.b zanaat ve sanatlarla uğraşanlardır. Kalelerin olduğu yerlerde bunlar zorunlu
olarak ortaya çıkmış “kentlilerdir”.
Bozcaada, kalesi var olduğundan beri “kentlidir”. Ve üstelik adadır... Çok nadir bulunan birliktelik. Bunu vurgulamak gerekirken, aksine,bir kanadını "kır gitsin"...
Ekonomisinin dayandığı temel tarımsal faaliyet
olan bağcılığın ürününü mamule dönüştürmesi bile “sanayi ve fabrika”dır: şarap
fabrikası…
Bozcaada’nın en eski insan fotoğraflarına bakın: kentlimidirler,
köylümüdürler ?
Bozcaada’nın karşı yaka köylerinden göç aldığı doğrudur.
İstanbul da köylerden göç almıştır.
Ne diyeceğiz şimdi, Planlama yaklaşımında temel hedef İstanbulda'da
kentlilik kültürünün değil, Boğazlılık kültürünün korunması ve geliştirilmesi
olmalıdır. Mı demeliyiz bu mantığa göre?
Yine genel hükümlerden:
9 Ada'nın
geçmişten gelen kültürel farklılıklarının ve Cumhuriyet ve Alaybey
mahallelerinde mimariye yansıyan izlerinin sahip olduğu zenginliğin korunması
Ada kimliği yönünden önem taşımaktadır.
Adanın
geçmişten gelen kültürel farklılıkları nelerdir? Hani Adalılık kültürüydü
korunmalıydı ve geliştirilmeliydi? Yoksa birkaç tane mi adalılık kültürü var? Farktan
kastedilen “istanbullulaaa” mı, “bayramıçlılaaa” mı, nedir?
Cumhuriyet
ve Alaybey mahallelerinde mimari ve kentsel tasarım farklıdır evet. Ama geçmişe
gideceksek sormamız gerekmez mi?
Peki
Cumhuriyet mahallesinde çıkan yangın sonucu tüm evlerin yangında gitmesi
öncesinde Cumhuriyet mahallesi nasıldı? Alaybey’den yine farklımıydı? Sokakları yine cetvelle mi çizilmişti?
İstanbulda
koca mahalleler kentsel dönüşüm nedeniyle yıkılıyor, yandakilerden farkları yok
mu yeni yapılaşmaların? Bu farklılığı salt “kültürel farklılıklara” bağlamak ne
kadar doğru? Eskisini ne kadar biliyoruz?
Bozcaada
Kentsel Tasarım Rehberi taslağının girişi olan genel hükümler’de ilk bakışta
ürperten yukarıdaki maddeler dışında, yine çok ciddi biçimde tartışılması
gereken maddeler – bakış açıları bulunmaktadır.
Taslağı
hazırlayanların, genel hüküm maddelerinden anlaşıldığı kadarıyla “allerji”
duyduğu “bölgeleme” yöntemi, bir başka yazının konusu olsun.
10 Haziran 2016 Cuma
Neyi çağırırsanız, o gelir…
Altı üstü, ufacık ada…
İşyerleri ve konutlar, iç içe, dip dibe…
Mühim olan içindekiler.
Adada farklı kesimler var.
Kesim’den kasıt;
meşguliyetleri farklı,
beklentileri farklı, istekleri farklı, çıkarları farklı ve dolayısıyla,
davranışları farklı insan kümeleri...
Hiçbir kesim, diğerinden/diğerlerinden; daha önemli ya da
daha az önemli; daha aşağıda ya da daha üstün değildir. Her kesim
önemlidir.
Daha da ötesi, her birey ve canlı çok önemli ve feda
edilemezdir.
“Yaz geldi, üç kuruş para kazanacağız”…
Haklılar.
“Genciz, eğleneceğiz”…
Haklılar.
“Sabah erken kalkıp işe gideceğiz”…
Haklılar.
“Hastam var. Şu üç günlük dünyada huzur istiyoruz”…
Haklılar.
Hatta bazı kesimlerin “içinde de kesimler” var:
“Tatile geldik. Kafa dinlemek istiyoruz”…
Haklılar.
“Tatile geldik.
Sabaha kadar eğlenmek istiyoruz”…
Haklılar.
“Misafirlere sabah kahvaltı hazırlamak için erken yatmam
lazım ama akşam yatmak, sabah kalkmak bilmiyorlar. Gemiye yetişeceğiz diye de
erkenden kahvaltı istiyorlar”…
İşin içinden Nasrettin Hoca gibi, “sen de haklısın, sen de
haklısın” diyerek sıyrılmak, sadece masallarda mümkün.
“Kazancımız bu. Aç mı kalalım”?
Diye duygu sömürüsü ile baskın çıkmak, bencilce
kurnazlıktır.
“Kimse gelmesin. Dünyamızdan mı bezelim”?
Diye duygu sömürüsü ile baskın çıkmak, o da bencilce
kurnazlıktır.
Baskın çıkmakla, “üstünlük sağlamakla” kalıcı ve her kesimin
isteklerini karşılamak mümkün değil.
Kavga çıkar …. Ve çıkacak.
Herkesin haklı olduğu bir kavganın kazananı olmaz.
Çatışmayı çözmenin tek yolu uzlaşmaktır.
Yüzde yüz haklılık ve hak’tan diğerlerini de tatmin edecek
fedakarlıkta bulunmaktır.
Kendine bir de diğer kesimdekinin gözüyle bakıp “haklısınız,
ama ne yapalım…..” diye bencilce kurnazlığına argüman üretmekten vazgeçmeden uzlaşı
mümkün değil.
Bozcaada Belediyesi Encümeni,
26.05.2016 tarih ve madde 29 ile;
“15 Nisan – 15 Kasım tarihleri arası işyerleri kapanış
saatlerinin 03.00 olmasına, “gece saat 24.00 dan sonra faaliyetlerine devam edecek
iş yerlerimizin çevreyi rahatsız etmeyecek şekilde müzik seslerini kısarak hizmet
vermelerine”… karar vermiştir.
Bozcaada Belediye Encümeni üyelerine birkaç soru:
Kapanma saati olarak 03.00 neye göre tespit edilmiştir?
Hangi kesimlere danışılmıştır?
Örneğin, açılış saati olarak 06.00 da işletmesini (tespit
edilen açılış saati) açmak durumunda olan ve konutu 03.00 da kapanan bir
işletmenin yanında olan talihsiz işletmeci, 03.00 da uyuyup, 05.30 kalkıp mı
işletmesini açacak?
Öğle sıcağı basmadan bağına bahçesine gidip işini bitirmek
zorunda olan bağcı 03.00 da bitişiğindeki işletme kapandıktan sonra uyuyacak ve
saat kaçta işine gidecek?
Sabah 08.30 da mesaide olmak zorunda olan memur, 03.00 de karşısındaki gürültü bitince kaçta
yatmalı ki dinlenmiş olarak mesaiye başlayabilsin?
Bunlara danışılmış mıdır? Hastası ve yaşlısı olanları
sormadık zaten.
Bozcaada Belediye Encümeni, şu “çevreyi rahatsız etmeyecek
şekilde” nin şeklini de bir tarif etseydi…
O şekil, ne şekil?
Kısma, ne kadar kısma?
İşletme sahibi saat 24.00 de işletmeden dışarıya fırlayıp, çevrede
bir tur atıp “etrafta bir rahatsızlık var mı acaba”? diye kolaçan edip müziği bir
tık mı, iki tık mı kısacağına karar verecek?
Bu turlarını hangi zaman aralıkları ile tekrarlayacak?
Rahatsızlığın-varsa şiddet derecesini neye göre
belirleyecek?
Rahatsızlık derecesi ile müziğin volümünü nasıl eşleştirerek
dengeleyecek? Yoksa karakol mu dengeleyecek?
İşletmelerin kapanma saatleri denetimi ve çevrede
rahatsızlık-müzik sesi kısıklığı denetimi için kaç zabıta gece mesaisi ile görevlendirilecek?
Müzik çalacak işletmelerin (varsa, ki yönetmeliğe göre
olmalı), desibel ölçüm aletlerinin kalibrasyonunu kim denetleyecek?
Çevre Kanunu ve özellikle bu kararı ile ilgili, Gürültü Kontrol
Yönetmeliği Bozcaada Belediyesinin hukuk külliyatında mevcut mudur?
Bozcaada Belediyesi sadece işletme ve işletmecilerin
belediyesimidir?
İşletme sahibi olmayan emekli bir vatandaş olarak, benim de bir
belediyem olsun isterim.
Sabaha kadar eğlenmeye gelmeyenlere bile “hadi bak, adada
sabaha kadar eğlence var eğlensenize” diyenler kuşkusuz adalılar ve ev sahibidirler.
Ama tek sahibi değildirler. Evde başkaları da var.
Yıllar önce ne güzel özetlemişti Bilsay Hocam: Misafir
gittiği eve ayakkabı ile girilmiyorsa kendisininkilerini de kapı önünde
çıkarmalıdır…
Neyi sunarsanız, o tüketilir…
Neyi çağırırsanız, o gelir…
Bela dışında. O çağırmadan da gelir.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)