10 Şubat 2011 Perşembe

Bozcaada Koruma Amaçlı İmar Planlaması ile İlgili Bilimsel Bir Çalışma Daha

 Bu çalışma Yıldız Üniversite çatısı altında Mimar Melike Didem Anık tarafından Yard. Doç. Dr. Z. Gül Ünal danışmanlığında yapıldı. Yeni ve çok güncel bir çalışma.

Özeti ile öneriler bölümlerini aldım. Ama çalışmanın tümü çok ilgi çekici...

İlgilenenlerin bilgisine...


Melike Didem ANIK, BOZCAADA YERLEŞİMİNDE GELENEKSEL DOKUNUN KORUMA AMAÇLI ÇÖZÜMLENMESİ, Yıldız Teknik Üniversitesi, FBE Mimarlık Anabilim Dalı Rölöve-Restorasyon Programı, Yüksek Lisans Tezi, İstanbul, 2010


ÖZET
Bozcaada, Marmara Bölgesi'nde, güney-batı Marmara alt bölgesi içinde, Ege denizinin kuzey-doğusunda yer almakta olup, Gökçeada ve Marmara Adası'ndan sonra Türkiye'nin üçüncü büyük adasıdır.
Tarihi geçmişi M.Ö. 2000'li yıllara uzanan Bozcaada yüzyıllar boyunca farklı kültür ve medeniyetlerin yönetimi altında kalmıştır. 16.yy.da Ada'nın Osmanlı Devleti tarafından alınmasıyla birlikte Anadolu'dan Bozcaada'ya getirilen Türkler, mevcut Rum yerleşiminin dışında, kale çevresinde bir yerleşim oluşturmuştur. Zamanla, Ada'nın ortasından geçen dere bu iki farklı dönem yerleşiminin doğal sınırı haline gelmiştir.
Günümüzde ada merkezi, eskiden Türk ve Rum yerleşimini birbirinden ayıran derenin yerinde bulunan Çınarçarşı Caddesi ile birbirinden ayrılmış olan Cumhuriyet ve Alaybey Mahallelerinden oluşmaktadır. Mahalleler halen Türk ve Rum Mahallesi olarak anılmakta ve her iki kültürün de izlerini taşımaktadırlar.
1982 yılında Kentsel Sit Alanı olarak ilan edilen tarihi yerleşim, eğimin çok az olduğu bir düzlük üzerine kurulmuştur. Konut grupları, merkeze yakın yerlerde yapı adaları içinde homojen bir dağılım gösterirken, merkezden uzaklaştıkça artan eğimin de etkisiyle dağınık bir doku sergilemeye başlamaktadırlar. Çalışma alanı olarak seçilen bölge topografik özelliklerin oluşturduğu bu doğal eşik göz önünde tutularak, Çınarçarşı Caddesi'nin aks olarak belirlenmesiyle oluşturulmuştur.
Çalışma kapsamında, öncelikle çalışma alanı sınırları içinde yer alan yapılarla ilgili envanter çalışması yapılmış, bu çalışmadan yola çıkılarak yerleşmenin mevcut durumunu ortaya koyan tespit ve analizler oluşturulmuştur. Mevcut durumun tespitinin ardından, bölgedeki koruma sorunları belirlenmiş ve çeşitli koruma önerileri sunulmuştur. Çalışma konusu olarak seçilen bölgenin coğrafi olarak 'ada' olması da bir kriter olarak ele alınmış, adanın doğal yapısında bulunan bir takım özelliklerin ve bu özelliklerin yarattığı olanak ve olanaksızlıkların yerleşme üzerindeki etkileri incelenmiştir.



Kentsel sit alanı içerisinde gözlemlenen koruma sorunlarının hem kentsel hem de tek yapı ölçeğinde belirlenmesinin ardından, mevcut dokunun korunması ve koruma alanında yeni yapılaşma ilkelerinin tanımlanmasına yönelik bazı öneriler getirilmeye çalışılmıştır. Öneriler kent ve tek yapı ölçeğinde olmak üzere iki boyutta ele alınmıştır.
6.1 Kentsel Ölçekte Koruma Önerileri
Bozcaada tarihi yerleşiminin tümünün kentsel sit alanı sınırları içinde yer alması nedeniyle, getirilecek koruma önerilerinin kentsel anlamda, ada genelinde bütünlük oluşturacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Kentsel sit alanı içerisinde mevcut koruma sorunlarına yönelik getirilen koruma önerileri şöyledir;
         Koruma amaçlı imar planının yürürlüğe girmesi.
Koruma Amaçlı İmar Planının hazırlanması süreci devam etmekte olup, önceden geçerli olan Geçici Yapılaşma Koşulları uygulamadan kaldırılmıştır. Bu nedenle kentsel sit alanı içerisindeki tüm imar faaliyetleri durdurulmuştur. Bu, kısa vadede koruma açısından olumlu bir çözüm gibi görünmekle beraber, genel bakışta adanın gelişimi açısından sorunlara neden olmaktadır. Bu durumun ortadan kalkması için Koruma Amaçlı İmar planının bir an önce yürürlüğe girmesi gerekmektedir.
         Tüm kentsel sit alanı içerisinde detaylı bir belgeleme ve tescil güncelleme çalışmasının yapılması.
Kentsel sit alanı içinde yer alan tüm yapıların belgelenmesi, geleneksel dokunun güncel durumunun anlaşılabilmesi ve ileriye dönük koruma kararlarının bu güncel verilere bağlı gelişebilmesi açısından büyük önem taşımaktadır. Tez çalışması kapsamında, çalışma alanı olarak seçilen bölge içerisinde belgeleme çalışması yapılarak, tescilli yapılara ilişkin veri güncellemesi yapılmış, ayrıca tescilli olmamakla birlikte, mimari nitelikleri açısından koruması gerekli mimari miras kapsamına alınması gereken yapılar da saptanmaya çalışılmıştır. Bu kapsamda, çalışma alanı sınırları içinde belirlenen 43 adet geleneksel mimarlık örneği yapıya tescil önerisi
getirilmiştir (EK-III). Tescil önerisi getirilen bu yapıların kentsel sit içinde mimari ve tarihi bütünlük göstermesi göz önünde tutulmuştur. Bu yapıların mimari, tarihi, estetik, strüktürel, dekoratif ve yapısal öğeleri göz önünde tutularak korunması gerekli olan kültür varlığı olarak belirlenmiştir.
         Liman ve kale çevresinde yer alan ticaret yapılarının rehabilitasyonu.
Bozcaada Kalesi ve Liman, tarihi yerleşimin odak noktasında yer almaktadır. Günümüzde adaya ulaşımın sağlandığı tek nokta olan liman ve çevresinde yer alan yapı grubu, adaya gelişte ilk algılanan mekanlardır ve deniz cephesindeki silueti oluşturmaktadır. Buradaki balıkçı barınağı çevresinde yer alan ticari yapıların cephelerinde yapılan ve yapının özgün niteliğini büyük oranda zedeleyen değişikliklere müdahale edilerek, siluete katkı sağlayan bu cephelerde, özgünlüğünü yitiren cephelerin eski haline getirilmesi, ilan levhaları, aydınlatma öğeleri vb. unsurların düzenlenmesi,
         Altyapı düzenlemeleri.
Kentsel sit alanı içerisinde görsel kirliliğe yol açan elektrik direkleri, telefon kabloları gibi alt yapı unsurlarının yer altına alınması önerilmiştir.
         Çeşitli amaçlarla kullanılan tabelalar ve kentsel mobilyalarda (telefon kulübeleri, oturma grupları, çöp kutuları, aydınlatma elemanları) adanın kimliği ile bütünleşecek bir standardın getirilmesi gerekmektedir.
         Sokak ve cadde kaplamalarında iyileştirme yapılması.
Doğal taş kaplama, taş ve beton parke, asfalt gibi çok çeşitli malzemelerin kullanıldığı Bozcaada'da, özgün dokunun korunabilmesi adına sokak kaplamalarında geleneksel malzemelerin kullanılması önem taşımaktadır. Özgün döşemesi korunacak sokaklarda yapılacak onarım çalışmalarında, yöresel taş kaplama (andezit) , yeniden döşenecek yollarda ise andezit veya granit parke taş kullanılması doku ile uyumlu bir düzen sağlayacaktır. Taşların döşenmesi ortadan eğimli oluşturacak biçimde akarlı olarak yapılması ve kaldırım kullanılmaması önerilmektedir.
         Fonksiyonunu yitirmiş ve kullanılmayan yapılara yeni işlev verilmesi.
Bölgedeki mevcut tescilli yapıların sahiplerine, bu yapıların korunması ve bakımı için
mali destek sağlayacak fonlar ve destekler hayata geçirilerek, bu yapıların yerleşim dokusu içinde yapının özgün niteliklerini bozmayacak şekilde işlevlendirilmesi korunmalarını olanaklı kılacaktır.
Tek yapı ölçeğinde uygulanacak olan koruma ve yeni yapılanma önerileri geleneksel konut yapıları, dokuya uyumsuz yeni yapılar, yeni yapılacak yapılar ve boş parseller olmak üzere dört alt başlıkta incelenmiştir.
Geleneksel konut yapıları için getirilen öneriler;
          Cephe özgünlüğünü sağlamaya yönelik olarak;
-Kapı ve pencere boyutlarının özgün durumuna getirilmesi,
-Genel olarak beyaz boyalı olan sivil mimarlık örneklerinde, özgün olmayan kaplamalardan kaçınılması ve yörenin özgün yapım tekniğinde olmayan kaplamaların kullanılmaması,
-Özellikle ticari amaçla kullanılan tarihi yapılarda cephelere yapılan müdahalelerin eski haline getirilerek geleneksel yapı karakterine sadık kalınması,
-Değiştirilen saçak genişliklerinin geleneksel örneklere uygun olarak yapılması,
-Çatı kaplamalarında %30 eğime uymak koşuluyla alaturka kiremit kullanılması.
          Tarihi yapılara sonradan eklenmiş olan ek kütle ve katların kaldırılması.
          Sürekli bakım ve sağlamlaştırma çalışmalarına önem verilmesi.
Dokuya uyumsuzluk gösteren yeni yapılar için getirilen öneriler;
          Yapılara sonradan eklenmiş olan ek kat ve kütlelerin kaldırılması.
          Malzeme ve yapım tekniği olarak geleneksel doku ile uyumsuz yeni yapılarda cephelerin rehabilite edilmesi,
Yeni inşa edilecek yapılar için getirilen öneriler;
Yeni yapılaşmada esas 21.yy.ın çağdaş mimari üslubunu ortaya koyacak, geleneksel yapıları taklit etmeden onlarla saygılı ve ilkeli bir yaklaşımı benimsemiş ve dokusal uyumu yakalamış çağdaş tasarımların yapılması esas olmalıdır. Bu bağlamda dikkat edilmesi gereken temel noktalar şöyle tanımlanabilir:
         Parsellerde belirli bir büyüklüğün üzerinde parsel birleştirilerek yeni yapılaşmaya gidilmemesi (tevhid ve ifraz).
         Cephelerde,
-  Çağdaş malzemelerin geleneksel doku ile uyumuna dikkat edilmesi,
-   Doluluk ve boşluk oranlarının geleneksel mimari dildeki ritim ile uyum sağlayacak normlarda seçilmesi,
-Yeni yapılacak yapının yüksekliğinin, su basman yüksekliği de dahil olmak üzere saçak hizasının iki yanında ya da karşısında bulunan tarihi yapının saçak kotunu geçmemesi,
-    Çatıların max. %30 eğimli yapılarak, kaplama malzemesi olarak alaturka kiremidin tercih edilmesi,
-  Çatı katı ve çekme kat yapılmaması,
-Parselin yol cephesindeki genişliği göz önüne alınarak ikili, üçlü veya dörtlü pencere düzenlerinin cephe tipolojilerine uygun olacak şekilde kullanılması,
-Özgün malzeme ve renge sadık kalınarak, görsel karmaşaya neden olacak uygulamalardan kaçınılması,
-Saçak genişliklerinin geleneksel örneklere uygun olarak yapılması, saçak yapılmaması durumunda ise 'saçak silmesi' yapılması,
         Yan yana gelecek yapılarda tekrar eden cephelerden kaçınılması.
         Zemin eğimi kullanılarak 1'den fazla kat kazanılmaması ve 1'den fazla bodrum kat yapılmaması,
         Ön bahçe mesafesi bırakılmaması,
         Arka bahçe mesafelerinin min. 3 m bırakılması,
          Müştemilatların mümkünse bodrum katta yer alması, mümkün olmadığı takdirde yapının arka bahçe duvarına bitişik olarak, yapıya bitişik olmayacak şekilde, saçak hizasından itibaren max. 2.40 m yükseklikte yapılması,
          Resmi kurum yapıları için tek tip yapılaşmanın uygulanmaması.
          Yerleşimde dokusal bütünlüğü sağlamak amacıyla kentsel sit alanı içerisinde yer alan geleneksel mimarlık örneklerinin tipolojik özelliklerinden yola çıkılarak yeni yapılacak yapılar için bir tasarım rehberinin hazırlanması.
Boş parseller için getirilen öneriler;
          Tescilli parsellerde eskiden mevcut olan yapıların yeterli belge bulunduğu takdirde yeniden inşasına gidilmesi,
          Tescilli olmayan parsellerde yapılacak yeni yapılar için 'çağdaş sistemlerle yeni yapılacak yapılar' için getirilen yapım önerilerinin uygulanması,
         Parsellerde belirli bir büyüklüğün üzerinde parsel birleştirilerek yeni yapılaşmaya gidilmemesi,
          Yapılaşmanın olmayacağı parsellerin kullanımları konusunda denetimlerin getirilerek, bu alanlardaki niteliksiz yapıların kaldırılması.


Bozcaada tarihi yerleşimi, kale ve liman çevresinde gelişen yerleşim dokusu ile Osmanlı dönemi konut özelliklerini yansıtan tipik bir ada yerleşimidir. Tez çalışması kapsamında, öncelikle Bozcaada tarihi yerleşiminin tarihsel ve fiziksel gelişimi, ada yerleşimi kurgusu içinde incelenmiş, çeşitli dönemlere ait haritalar tarihsel olaylarla ilişkilendirilerek ele alınmıştır. Fizik-mekan oluşumunun incelenmesinin ardından, kentsel sit alanı içinde belirlenen çalışma alanında yapılan arazi çalışması ile oluşturulmuş olan kentsel kültür envanterinden elde edilen güncel verilerle, günümüze kalan geleneksel dokuyu oluşturan mevcut yapıların fiziksel özellikleri; yapı fonksiyonu, parsel kullanımı, kat adetleri, taşıyıcı sistem, sağlamlık durumu, korunmuşluk durumu ve işlevsel özgünlük durumu başlıkları altında incelenmiştir.
Geleneksel dokuya özgün yapısal özelliklerin belirlenmesi amacıyla, çalışma alanı içinde yer alan yapıların plan ve cephe özellikleri incelenerek, yapılara ait plan ve cephe tipolojisi oluşturulmuştur. Bu veriler ışığında da, yerleşmenin mevcut durumu incelenerek koruma sorunları saptanmıştır ve bu sorunlara yönelik öneriler getirilmiştir.
1982 yılında Kentsel Sit alanı olarak ilan edilen, yerleşim özelliklerinin ve kültürel mirasın günümüze aktarıldığı bir bölge olan Bozcaada'da mevcut bir koruma imar planı bulunmamaktadır. Koruma imar planı hazırlanana kadar geçerli olan 'Geçici Yapılaşma Koşulları'nın uygulanması da, koruma amaçlı imar planı verilen süre içerisinde hazırlanmadığı için durdurulmuştur. Bu süreç içerisinde de, tescilli parseller ve tescilli parsellere komşu olan parseller dışında, kentsel sit alanı içindeki tüm onarım ve yapılaşma faaliyetleri belediye denetimine verilmiştir. Mevcut durumda sadece imar durumu önceden belirlenmiş olan parsellerde uygulama yapılabilmekte olan Bozcaada'da koruma faaliyetlerinin yetersizliği dikkati çekmektedir.
Bu nedenle, çalışma kapsamında kentsel sit alanı sınırları içinde seçilen bölgede yapılan belgeleme amaçlı envanter çalışması ve fiziksel analizler ile özgün dokunun mevcut durumun tespit edilmesi amaçlanmıştır. Adada yapılan arazi çalışması sonucunda elde edilen veriler ile yerleşimi oluşturan yapıların fonksiyon, kat adeti, yapım sistemi ve korunmuşluk durumu ile ilgili analitik veriler elde edilmiştir. Bu veriler ışığında yapıların plan ve cephe özellikleri incelenerek, koruma sorunları saptanmış ve tarihsel kimliğin sürdürülebilirliğinin sağlanması amacıyla kentsel ölçekte ve yapı ölçeğinde koruma önerileri getirilmiştir.
Tez çalışması kapsamında, Bozcaada tarihi dokusunun incelenmesi, belgelenmesi ve korumacılığa ilişkin getirilen önerilerin, bundan sonraki yapılacak olan çalışmalara temel oluşturacağı düşünülmektedir. Kentsel sit alanının bir bölümünde yapılmış olan belgeleme çalışması, tarihi çevre içinde yapılacak olan çalışmaların ilk aşamasıdır ve bu konudaki eksikliği gidermeye yöneliktir. Bundan sonraki adımda tüm sit alanı sınırları içinde detaylı bir belgeleme çalışması yapılması uygun olacaktır.
Sonuç olarak, günümüzde yerleşim özelliklerini ve mimari karakterini kaybetmemiş bir yerleşim olan Bozcaada, uygun planlama ve koruma kararlarıyla varlığını sürdürebilecektir. Bu nedenle yerleşim alanında mevcut olan sorunlar dikkatle tespit edilerek, uygun çözüm önerilerinin getirilmesi önem taşımaktadır. Ancak, bu öneriler getirilirken de bölgenin bir 'ada yerleşimi' olduğu ve uygulamaların ada bütününde değerlendirilmesi gerektiği unutulmamalıdır. Koruma faaliyetlerinin hayata geçirilmesinde halkın bilinçlendirilmesi, yerel ve kamu yöneticilerinin çalışma politikalarının ada özelinde belirlenmesinin sağlanması, tarihi, doğal ve kültürel bir miras olan Bozcaada'nın geleneksel kimliğinin korunabilmesi adına her türlü çabanın harcanması önem taşımaktadır.