Geçen akşam geç bir saatte Bozcaada'daki "büyük" bir markete gittim.
Dört beş parça alışveriş yaptım.
Kasiyer aldıklarımı kasadan geçirdi ama nedense fişi vermekte isteksizdi.
Hiçbir şey söylemeden başında dikilince, kesti ve verdi.
Bakmadan cebime attım ve eve gittim.
Aldıklarımı tezgahın üzerine bırakıp her zaman yaptığım gibi fişleri yırtıp atmaya yeltendim.
Fiş biraz uzun gibi geldi.
Kontrol ettiğimde sürprizle karşılaştım:
Ben beş parça almıştım, fişte benim aldıklarımın dışında tam dokuz kalem mal yazılıydı.
Çikolatalar, gofretler, bisküviler, sakızlar; beşlik su bile vardı.
Benim ödediğim bedelin üçte birini oluşturuyorlardı...
Hemen markete geri gittim.
Fişi göstererek almadığım malların da eklendiğini söyledim.
Kasiyer, önce "siz bu kasadan geçmediniz" dedi.
(Kontrollerimi düzenli yaptırıyorum, demans veya Alzehaimer gibi bir derdim yok çok şükür. Bunu içimden söyledim.)
Fişte kasa numarası vardı olmasına da, daha onbeş-yirmi dakika önce ve müşterinin olmadığı bir saatte geçmiştim oradan. Bal gibi de hatırlıyordu aslında, sürekli alışveriş yaptığım yer, yolüstü olması sebebinden.
"Hata olmuş, bir önceki müşterinin fişine devam edilmiş" dedi sertçe...
Özür mözür hak getire...
"Ben bir önceki müşterinin, sizin ya da bir başkasının aldıklarının bedelini ödemek durumunda değilim" dediğimde ise cevabı:
"Farkındamısınız bana hakaret ediyorsunuz" diye "farkındalık" dersi verdi.
Bu arada bana ait olmayan kalemleri hesaplayarak paramı iade etti.
"İşte paranızı da geri verdik" diye yine terslendi.
"Ben buranın sürekli müşterisiyim peki benim size olan güvenim ne olacak" dediğimde,
"O sizin sorununuz paranızı iade ettik işte" diye sesini yükseltti.
"Peki öyle olsun" dedim ve ayrıldım.
Binlerce kez, fiş almadan, aceleyle ve beklemeden çıktığım zamanları düşündüm.
Fiş verildiğinde, hiç bakmam, eve gelince yırtar çöpe atarım.
Şeytan dürttü o gece...
Haklı olduğu zamanlar varmış...
Bundan sonra eski sloganda olduğu gibi "önce fiş, sonra alışveriş" yapacağım.
Fişleri kasanın başında mutlaka kestirip kontrol ettikten sonra ödemeyi yapacağım.
Bu da bana ders oldu.
Sizlerin dersinin de pahalıya gelmemesi için paylaşmak istedim.
İlgili resmi makamlarla da paylaşacağım.
Hiç kimsenin para kazanmasına karşı değilim.
Gençlerin saygısızlığına da tahammül edebilirim.
Ahlaksızca kazıklamaya ve esnafın saygısızlığına ise tahammül edemiyorum.