Uzun zamandır Anke teyze hakkında yazmak
istedim. Bir türlü kendimi toparlayıp yazamadım. Annemle aynı günlerde, ertesi
gün kaybetmem beni çok etkiledi. Bu trajik tesadüfün bir anlamımı vardı acaba
bunu da çözemedim aslında. Neyse.
Pek çok
olay ve anı var nereden başlayacağımı bilemiyorum. Şöyle bir düşününce o kadar
çok ortak yanımız var ki. Hayvan sevgisi (hayvan demeye dilim varmıyor). Canlı
sevgisi diyelim biz ona bizi birbirimize daha çok bağladı beklide;
Bir cumartesi günü
sabah saat 10 civarında Anke teyze beni arıyor.
Hayırdır İnşallah, dedim.
Anke
teyzeyi tanıyanlar bilir. O herkesi her saat aramaz. Biz de onu her istediğimiz
saat aramazdık. Çünkü o belli saatlerde kalkar belli saatler de onun uyku
saatidir. Çok zorunda kalmadıkça uyku saatlerinde aramazdık.
Efendim Anke teyze, dedim.
Fahriye çabuk gel köpeğim ölüyor, diyor ve iki gözü iki çeşme telefonda
ağlıyor.
Köpeği Tina'yı başka bir köpek ısırmış çok derin bir yara açmış, Tina
çok fazla kan kaybetmiş.
Geleyim Anke teyze geleyim ama ben ne yapabilirim ki, diye sordum.
Anke teyze beni aramadan evvel Çanakkale deki veterineri aramış.
Veteriner…. İle uyutup muayene etmek lazım, demiş.
Sonra Eczacımız Sevgili Öznur
u aramış. O ilacın eczanede olmadığını sipariş verirse en erken akşam vapuruyla
geleceğini öğrenmiş. Anke teyzede o yüzden beni aramış.
Sen gel mutlaka gel ben
ne yapacağımı bilemiyorum, dedi.
O günde ben lojmanlarda kalan bütün arkadaşları
eve çaya çağırmıştım. Erkenden kalkıp börek yapmış fırına koymuştum. Fırında
börek vardı. Hüsniye'yi çağırdım.
Hüsniye çabuk gel Anke teyze beni çağırdı
gitmem lazım böreklere sen bak, dedim ve ben Anke teyzenin yanına gittim.
(Hüsniye
bizim hastane çalışanımız). Anke teyzenin adadaki evin bahçesine geldim. Tina'nın
çenesini bağlamış, bahçede yardımcısı Yücel le birlikte ağlayarak beni
bekliyorlar. Tina'ya şöyle bir baktım.
Köpek gergin, bütün vücudu kan içinde bu
şekilde bakmam ve muayene etmek mümkün değil. Bize saldırabilir mutlaka uyutmak
lazım. Neyle uyutabiliriz nasıl uyutabiliriz diye düşünüyorum.
Anke teyze ben
bir hastaneye gidiyim orda bir şeyler bulabilir miyim bir bakıyım, deyip
hastaneye gittim.
İlaçlara bakarken Birden ........ i gördüm. Ben Aile Hekim
Uzmanıyım. Uzmanlık eğitimimin Psikiyatri kısmını Bakırköy Akıl hastanesinde
yaparken uyumakta zorlanan hastalara ....... verirdik.
Birden kafamda
şimşekler çaktı.
Deneyelim bakalım belki Tina’yı da uyutur, diye düşündüm.
Başkada
şansımız da yoktu zaten. Evden hiç kullanmadığım dikiş setini aldım. Geldim
Tina'nın yanına Bir ampul .......... yaptım. Tina 2 dakika sonra uyudu. Tina’nın
yarasına baktım, derin bir yaraydı. Alelacele diktim Tina uyanmadan. Ama olmadı
yara yeri hala kanıyordu.
Dikişleri söktüm. Bu sefer iç dikiş attım. Sonra dış
dikiş attım. Bu süre zarfında Tina hiç uyanmadı. Bir ağrı kesici iğne bir
flakon antibiotik yaptım Tina hala uyanmadı.
Anke teyze bana müsaade misafirler
evde bekliyor, deyip ayrıldım oradan.
Ama içimde bir korku var Tina neden uyanmadı
ya hiç uyanmazsa...
Neyse akşam Anke teyzeyi aradım, hastam nasıl, diye.
Tina hala
uyuyor, dedi.
Aman Anke teyze Tina ölmesin....
Ne ölmesi kalbi atıyor, derin derin
nefes alıyor. Bence derin derin uyuyor, dedi.
Ertesi sabah hastamı vizite gittim.
Tina uyanmış bütün vücudunu, kanları temizlemiş cin gibi bakıyor sanki dünkü yaralı
o değil.
Tina derhal iyileşti. Yarası hemen kapandı. Hiç ateşi olmadı
enfeksiyon kapmadı yani.
Evet başarmıştık… Adadaki veterinerlik maceram böyle
başlamadı aslında öncesi de var...
Dr. Fahriye ÇAKIROĞLU BALTA