Bozcaadalıların mutluluğu, refahı ve yaşam
kalitesinin artması kaynaklarının güvence altınmasına bağlıdır. Bu kaynaklardan
yararlanarak, ekonomik ve sosyal fayda oluşturacak değerlerler yaratmak
suretiyle Bozcaada yüksek bir refah, mutluluk ve yaşam kalitesi düzeyine
ulaştırılabilir.
Bozcaada bu parametreler açısından
gelişmiş yerlerle rekabette öne geçebilmek için onlara benzeyerek değil, onlardan
mümkün olduğunca farklılaşarak ve farklılıklarını öne çıkararak varabilir.
Şöyle örnekleyebiliriz: büyük bir
alışveriş merkezinde çocuk oyuncakları satan bir mağazanın karşısına oyuncakçı
dükkanı açarak kar edemezsiniz. Ama çocuk giyimi mağazası açarak bu şansa sahip
olabilirsiniz. Bozcaada’ya zeytin plantasyonları yaratarak ya da yıldızlı
oteller dikerek Altınoluk ya da Antalya ile rekabet edemezsiniz.
Bozcaada ve Bozcaadalının yaşam kalitesini
yükseltecek ve her açıdan rekabet avantajını sağlayacak, bu avantajı tanımlı
hale getirecek ve en önemlisi sürdürecek bütünsel bir stratejik plan ve ciddi
bir faaliyet programına her zamankinden daha çok ihtiyaç bulunmaktadır.
Bozcaada’nın kendine has değerlerini yaratma/geliştirme için bilinçli olarak
farklı davranmaya başlamaya olduğu gibi…
Bozcaada ve Bozcaadalı olarak ne yapmak istediğimizi
ve ne olmak istediğimizi anlamamızı sağlayacak geniş bir bakış açısı olmadan ve
daha da önemlisi, hedeflerimize ulaşmayı nasıl tasarladığımızı ve
planladığımızı bilmeden işe koyulmak Bozcaada’yı mevcut sorunları da düşünüldüğünde
çok ileriye götürmez.
Ev yapan, iş yapan herkes bilir ki bir
işin zinciri iki bölümden oluşmaktadır. Birinci bölümü o işi yapmakla ilgili
her şeyi oluşturmakta – projelendirmek, tasarlamak, malzeme tedarikini yapmak ve
üretmek. İkinci bölümü ise sunma ya da satma ile ilgilidir – müşteri çekmek,
üretilen ürünü ya da hizmeti sunmak, dağıtımını ya da satışını yapmak.
Bir bütün olarak bakıldığında Bozcaada’yı
yönetenlerin bu iş yapma ve yürütme zincirinin ikincisine odaklı olduklarını ve
Bozcaada’nın tüm sorunlarının bu odaklanma kaynaklı olduğunu söylemek mümkün.
Örneğin turizm alanında bir turizm
stratejik planı, master plan ve eylem planı olmaksızın; altyapı ve kapasite
dikkate alınmaksızın, gerçekçi ve ölçmeye dayalı hedef gruplar belirlenmeksizin
fuar fuar dolaşılmak suretiyle yapılan bir müşteri bulma ve ulaşma faaliyeti,
yaz sezonunda “adaya gelmeyin yerimiz yok’a”; ya da düşük hizmet kalitesiyle
büyük bir memnuniyetsizliğe dönüşmektedir.
Diğer örnekler adanın “bitmeyen” kanalizasyon
ve imar planıdır.
İş sahiplerinin ve üst düzey yöneticilerin
birincil kaygıları olan “doğru işlerin yapılması” ve uygulamada birbirinden
oldukça farklı ve uzmanlık isteyen “doğru tasarım ve organizasyon” Bozcaada’da
en çok ihtiyaç duyulan yetkinliklerdir.
“Hiçbir plan sadece plan değildir”.
İmar planı sadece bir ada-pafta çizimi
değildir.
İnsanların yaşam tarzıdır, geçimidir, kültürüdür,
geleceğidir. “Bozcaada ve Bozcaadalılar ne yapmak istiyor, nerede olmak istiyor,
nereye varmak istiyor”? İnsanlara kulak
vermeksizin, ihtiyaçlarını ve beklentilerini hatta hayallerini öğrenmeksizin,
onlara aldırış etmeksizin, tasarıları onlarla paylaşmaksızın, hatta onlardan kaçırarak
varılabilecek yer şu anda bulunulan yerdir. Memnunsanız sorun yok…
Ancak imar planı asıl büyük planın sadece
bir ayağı…
Bozcaada’nın ekonomik planı, Bozcaada’nın
sosyal planı, Bozcaada’nın eğitim planı, Bozcaada’nın gelecek planı?
Nelere “evet” denildiği kadar nelere “hayır”
diyen Bozcaada’nın planı nedir?
Niçin öyledir, nasıl yapılmıştır, ne zaman
uygulanacaktır, nerede ne olacaktır, neyle uygulanacaktır ve kim
uygulayacaktır?
Seçim öncesinde adaylardan ben bunları
duymak istiyorum.
“Caktı-cıktı”, “daydı-dıydı” duymak
istemiyorum.