29 Kasım 2011 Salı

Bozcaada'da Domuz Varmış!

Evet Bozcaadada domuz varmış!

Hatırlarsanız 20 Mart 2011 tarihinde Bozcaadada bir yaban domuzunun dolaştığı, hayvan ve bitkilere zarar verdiği, hatta bir motosikletlinin kaza yapmasına neden olduğu iddialarına yer vermiştik.

Her konuda olduğu gibi karpuz gibi ikiye ayrılan adalılar bu iddialarla ilgili olarak da ikiye ayrılmışlardı.
Var diyenler ve yok diyenler.

Yok diyenler var diyenlerle açıktan ya da arkadan dalga geçer olmuşlardı.

Vardı-yoktu tartışmaları nihayet bitti.

Bir grup avcı - Yılmaz Topal, Fikret Başol, İlyas Demirkırmaz ve Cumhur Bilgiç - sonunda domuzu avladılar.

Oldukça iri olan hayvan artık diğer hayvan ve bitkilere zarar veremeyecek.

Anakaradan adaya yüzerek gelemeyeceğine göre, bu domuz adaya gemiyle geldi. Bir süre "adalı domuz" olarak yaşamını devam ettirdi ve vurularak "zararsız ve etkisiz" hale getirildi.

Görünüşe bakılırsa, adada keyfi iyi idi. Oldukça semirmiş, bir "dev" haline gelmiş. Şimdi adada "başka domuzların" da olup olmadığı merak edilmektedir.

Anlaşılan ada domuzlar için oldukça uygun bir yaşam alanı oluşturmaktadır. Ancak bu domuzu adaya kimin getirdiği hala bir sır niteliğini taşımakta, çünkü ada faunasında domuz bulunmamaktadır.

Var bu işte bir domuzluk!!!

19 Kasım 2011 Cumartesi

Halük Şahin ile İmaj Polemiği

Başlığa bakıp, sevgili Halük Hoca ile ağız dalaşına giriştiğimi sanmayın sakın. Polemiği, Platon'un Cumhuriyet'indeki kahramanı  Polemarchus adlı kahramanın etik tartışmalara götüren anlamı ile kullanmaktayım.

Halük Hocamın "Bozcaadaya İmaj Ayarı Nasıl Yapılır" (http://bielog.com/genel/bozcaada'ya-imaj-ayari-nasil-yapilir/) adlı ve 06.09.2011 tarihli yazısını yeni okuma fırsatı buldum.

Halük Hoca yazısında, Bozcaada'nın olmaması gereken bir yerde olduğunu kabul ederek ve bunda  kendi katkısını da kabullenerek  "sapmış imajının" düzeltilmesi için "her fırsatta Bozcaada pilaj değildir" diye haykırmak gerektiğini vurgulamaktadır. Her satırının altına imza atılır. Hatta bu satırlara katkı sağlamak gerekir. Nasıl mı?

Halük Şahin Hocam Sayın Cevat Çapan Hoca ile Bozcaada'da çok önemli bir etkinliği başlattı - İlyada Okumaları ve Ozanın Günü - adada başlayıp da sürekliliğini koruyan az sayıdaki etkinliklerden biri. Bu etkinlik için adaya çok sayıda insan gelmektedir. Geliş nedenleri etkinliğin kendisi - "pilaj için" değil.

Elbette ki organizasyonu çok ağır ve yorucu bir etkinlik. Bir de etkinliği ve organizasyonu kendi ticari çıkarları için oraya-buraya çekiştirenlerle uğraşmak da bir başka güçlük... Bu güçlükleri aşabilmek için etkinliğin organizasyonunu dört-beş yıl önce "Bozcaadanın sosyo-kültürel ve kentsel gelişimine katkıda bulunmak"tan başka kaygısı olmayan Bozcaada Derneği üstlenmişti.

Derneğin o zamanki yönetimi, bu etkinliğe uluslararası bir nitelik kazandırılmasını önermişti. Bu nitelikteki bir İyada Okumaları ve Ozanın Günü etkinliğini pek çok ulusal ve uluslararası kuruluş finanse edebilir, Bozcaada "pilajları" ile değil, gizemli coğrafyası ve kültürel mirası ile tanıtabilirdi.  İmajında bu denli bozulma olmayabilirdi. Bunun için fırsat kaçmış değil. Şimdi Bozcaada Derneğinin Yönetim Kurulunda Halük Hoca var.

Halük  Hocanın şimdi iki şapkası var. Birincisi, Bozcaadanın tanıtımında ve olumlu imajının oluşmasında önemli bir yeri olan kültürel bir etkinliğin fikir babalığı ve entellektüel mülkiyeti.

İkincisi, dünyanın dört bir yanında 270 gönüllü üyeye sahip güçlü bir iletişim ağına sahip, Bozcaadalı bir sivil toplum kuruluşunun  gerçek eylem fırsatı sunan yöneticiliği.  Gün, eylem günü Hocam.    


3 Kasım 2011 Perşembe

Çayır'da Çatlak

Belediye Meclisinin 1:25 binlik imar planı görüşmeleri ve kararında Çayır mevkiinin bir bölümünün imara açılması mecliste ve siyasi parti gruplarında çatlak yarattı.

Kaymakamlığın Çayır'da sörf okulu açma talebi nedeniyle bir bölümü imara açılan Çayır'da bir meclis üyesinin arazilerinin bulunması tartışma yarattı. Arazi sahibi meclis üyesi oylamaya katıldı ancak tartışmalar bitmedi.

Geçmiş dönemlerde de bazı meclis üyelerinin arazilerinin imara açılması örneklerinin bulunması ve tarımsal nitelikteki yerlerin "konut alanı" olarak açılması ancak uygulamada "hoteller bölgesi"ne dönüşmesi konunun hassasiyetini arttırıyor. "Adada ev sıkıntısı var, insanlar oturacak ev bulamıyor" bahanesiyle, onlarca "ev görünümlü" otel ya da "otel görünümlü" ev inşaa edilmekte ama "oturacak ev" bulma sıkıntısı devam etmektedir.  Hiç bir şekilde güneş görmeyen ve ısıtılamayan 40 m2  "deliklerin" ev olarak bin lira gibi, bu ülkenin asgari ücretinin çok üstünde paralarla kiraya verilebilmesi ayıp ve insafsızlığın ötesinde ciddi ama üstü örtülerek konuşulmayan sorunlara işaret etmektedir.

Dikkat çeken bir diğer husus siyasi partilerin içerisinde görüş ayrılıklarının su yüzüne çıkmasıdır. Daha önceki yazılarda da konu edildiği gibi, adada faaliyet gösteren siyasi parti örgütlerinin Bozcaadaya ilişkin politikalarının olmaması bu oylamada da su yüzüne çıktı.

Fiili durum şu: Hangi partiden olursanız olun, yerel seçimlerde hangi partiye oy vermiş olursanız olun, seçtiğiniz temsilcileriniz alınan kararlarda sizleri değil, sadece kişisel görüşlerini ve çıkarlarını temsil etmektedirler. Çünkü  Bozcaadanın imar düzenlemesiyle ilgili parti ilçe örgütlerinin üyeleriyle ve seçmenleriyle belirlediği ortak bir görüşü bulunmamaktadır. Kooperatif, dernek gibi sivil toplum kuruluşlarının da öyle. Dolayısıyla seçilen meclis üyelerinin oylamadaki kararlarını bağlayan ortak bir parti görüşü bulunmamaktadır.

Bu çıplak ve acı gerçek, meclis üyelerini suçlamak için kaldırdığımız parmaklarımızın aslında onları değil biz seçmen ve adalıları işaret ettiğini bir kez daha göstermektedir. Seçim süreciyle sınırlı kavgalar ve iddialar sorunları çözmüyor. Sorunlarla ilgilenmek, takip etmek, sürekli tartışmak ve çözüm üretmek gerekiyor. Çünkü çözülme biçimleri doğrudan adadaki günlük hayatımızla ilgili.

Önemli ve hayati bir davanız olduğunu düşünün. Sizi temsil etmek üzere bir temsilci - avukat ya da dava vekili tayin ediyorsunuz. Bundan sonra da o davayla hiç ilgilemiyorsunuz, inisiyatifi tamamen ona bırakıyorsunuz. Alacağınız sonuç tamamıyla o kişinin becerisi ve iyiniyetine ya da beceriksizliği ve kötü niyetine bağlı olacaktır. Ve o zaman her ne kadar feryat figan etseniz de, şikayet etme hakkınız kalmıyor.

Beğenmeyenler olabilir. İçeriği tartışılabilir de. Ama mevcut sistemimiz demokrasidir ve demokrasi vatandaşların ortak sorunlarının çözümünde aktif katılımını öngörmektedir.  Seçimden seçime temsilci seçmekle yetindiğinizde ne sistemi ne de kişileri suçlayarak sorumluluktan kurtulamadığınız gibi sorunlar da çözülmüş olmuyor. "Ne kaa ekmek o kaa kofte".

Durum bu.

2 Kasım 2011 Çarşamba

Son Dakika -Bozcaada İmar Planı Meclisten Geçti

Bugün Bozcaada Belediye Meclisinde görüşülmeye başlanan Bozcaada İmar Planının 1:25 000 lik bölümü meclis tarafından onaylandı.

Milliyetçi Hareket Parti temsilcisinin katılmadığı meclis toplantısındaki oylama sonucu, 4 karşı 5 kabul oyu ile Bozcaadanın "makro" planı onaylanmış oldu.

Şimdi sırada küçük ölçekli panlar var.

Bozcaada İmar Planı Nihayet Mecliste

Bozcaada Belediye Başkanlığının beş yıl önce hazırlamış olması gereken Koruma Amaçlı İmar Planı nihayet Bozcaada Belediye Meclisi gündemine getirilerek bugün görüşülmeye başlandı.   

Plan ile ilgili sürecin bu güne kadar olan aşamalarına önceki yazılarda değinildiği için bunlara tekrar değinmeyeceğiz.(bknz sayfanın altında etiketler - bozcaada imar planı) Ancak planın en önemli hazırlık aşamalarından biri olan, en az iki halk toplantısında görüşülmesi ve tartışılması prosedüründe ciddi aksaklıkların bulunduğunu belirtmekte yarar bulunmaktadır. Bu aksaklıklardan ilki, duyurulma ve zamanlama ile ilgilidir.

İkincisi ve daha önemlisi ise, yasal düzenlemelerde, toplantıların halkın tüm kesimleri ile yapılması öngörülürken, toplantılardan birinin sadece adada faaliyet gösteren mimarların katılımı ile sınırlı olarak düzenlenmiş olmasıdır.

Adada faaliyet gösteren mimarlardan teknik destek alınmak istenmesi amacıyla toplantının bu şekilde gerçekleştirildiğini varsaysak dahi, yasal düzenlemeler bu toplantıların "bazı meslek mensupları ya da grupları" ile sınırlı gerçekleştirilmesini öngörmemektedir. Aksine, mümkün olduğunca fazla, farklı meslek ve grupların, yani "halkın" katılımını öngörmektedir.

Adada faaliyet gösteren mimarların büyük çoğunluğunun mimarlık dışında müteahitlik, emlakçılık, işletmecilik gibi farklı faaliyerler de göstermesi imar planı için görüş oluşturulmasında bu kesimlerin görüşlerinin temsili bakımından bunları avantajlı kılmıştır. Kısacası, planın görüş oluşturulması safhasında bir "ortak görüş oluşturma" konusunda sıkıntılar bulunmaktadır.

Bundan sonra ne olacak?

Bozcaada Belediye Meclisi planı görüşecek. İtiraz ve düzeltme talepleri olabilecek.
Meclis planı onayladıktan sonra, plan bir ay süreyle "askıda kalacak". Yani halka duyurulacak. Bu aşamada herkes, planın kendisi ile ilgili bölümlerine bireysel ya da kurumsal olarak itiraz edebilecek, görüş bildirebilecek.

Akabinde, planın onay süreci başlayacak. Yeni düzenlemeye göre planı Çevre ve Şehircilik bakanlığının ilgili birimleri inceleyip onayladıktan sonra, Bozcaada nihayet yürürlükte olan bir imar planına sahip olacak.

Bu blogu Bozcaada dışından izleyen ada sevdalıları:

Lütfen telefonla, faxla, e-mail ile plan taslağının Belediye Meclisinin onayından sonra Bozcaada Belediyesinin web sitesinde yayılanmasını talep edin. Okuyun.

"Askıda kalma" süresinde mutlaka planı inceleyin ve gerekirse itirazınızı yapın.

1 Kasım 2011 Salı

Bozcaada "Manav Arif'ini" Kaybetti

Bozcaada Manav Arifini kaybeti.

Bir süredir tedavi gördüğü ÇÖMÜ Tıp Fakültesi Hastanesinde dün hayata gözlerini yuman Arif Kocamış'ın ölümü yakınları ve sevenlerini üzdü.

Erken yaşta en eski bahçivanını-manavını kaybeden Bozcaadalılar onu hep çalışkanlığı, 24 saat açık olan market-manavı ve güleryüzü ile hatırlayacaklar.

Bugün öğle namazını müteakip toprağa verilecek olan Arif Kocamış'a tanrıdan rahmet, yakınları ve sevenlerine sabır ve başsağlığı dileklerimizle.